..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazarlar ve Yapıtlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Dağ Köyünde Kız Kardeşler (Burma Kadayıf)
İsa Kantarcı
Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık

DAĞ KÖYÜNDE KIZ KARDEŞLER Azize kız kardeşi Zeynep ve ailesiyle bir dağ köyünde yaşıyordu. Kışın çok kar yağdığında ile, ilçeye gitmek imkansız olurdu. Günlerce yol kapalı olurdu, ekipler günler sonra yolu kardan temizleyebilirdi. Anne felç geçirmişti ve zor yürüyordu. Baba ise yaşlıydı, iki kardeş evin işlerini yapar, anne ve babasına bakardı. Kış ayları zor geçerdi ve eve hapis kalırlardı. Fatma evin büyüğüydü. 18 yaşındaydı, Zeynep ise 13

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
 Sefil Tarihçilerimiz!  (Yûşa Irmak)

Evet, Harb, ciddi bir ilim adamı; onun için sempatiler, antipatiler önemli değildi; hakikat önemliydi. Arap kaynaklarından Osmanlı-Arap ilişkilerinin gerçek durumunu günışığına çıkarmanın güçlüğünü görmüş; çünkü Osmanlı’yı karalama esasına dayanan peşin hükümle kaleme alınmışlardı.
 "Gün Olur Asra Bedel" Üzerine Bir İnceleme  (Hakan Yozcu)

Akıcı bir üsluba sahip olan Aytmatov, olayları adeta bir zincir halkası gibi ardı ardına bağlayarak akan bir su gibi anlatmıştır. Dili son derece sade ve açıktır. Bu nedenle okuyucu, onun eserlerini eline aldığında, kitabın kalınlığına bakmadan, kitabı elinden bırakmak istememektedir. Bir an önce eseri bitirip sonuca ulaşmak istemektedir.
 Tarihimizi Aydınlatan Bir Kitap  (Yûşa Irmak)

“Osmanlı İmparatorluğu bana ait değil, bu ümmete aittir. Ben onun hiçbir parçasını veremem. Bırakalım Yahudiler milyonlarını saklasınlar. Benim imparatorluğum parçalandığı zaman, onlar Filistin’i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir vücut üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem.”
 Rus Edebiyatı'nda Gerçekçilik Akımının Öncüsü: Gogol'un Palto'su  (Akakiy Akakiyeviç)

Palto’nun bir başyapıt niteliği kazanmasının nedenlerinden biri de gerçekliğinin yanında gerçeküstü, fantastik bir sonla bitmesi olduğu açıktır. Ölmüş olan memurun hayalet olarak şehrin belirli yerlerinde görülmesi ve insanların sırtlarından paltolarını almaları gayet çarpıcıdır. Bu fantastik sonun bir nedeninin de insanların zor şartlarda edindikleri nesnelerin, eşyaların onların hayatında çok önemli bir yere sahip olduğu gerçeği ve kaybedildiği takdirde adeta gözlerinin arkada kalacağı vurgulanmak istenmektedir. Akakiy Akakiyeviç’in ruhu ancak kendisini sıkı biçimde azarlayan “mühim adam”ın paltosunu aldığı zaman huzura kavuşmuştur. Burada bir çaresizliğin ve karamsarlığın var olduğu gerçeği de gözden kaçmamalıdır. Çözümü olmayan bir durum ya da sorun ancak fantastik bir sona dayanılarak çözüme kavuşturulmaktadır ki, bu bir karamsarlık, adaletsizlik ve güvensizlik göstergesidir.
 Erenlerin Bağından Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1883 - 1965)  (esra tartut)

‘‘Yıllar yarlardan,yarlar yıllardan vefasız…Kara baht bir kasırga gibi…Bu ne baş döndürücü iş?Geceler günleri,günler geceleri,cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor…’’ Böyle akıcı,böyle sanatkarane ve böyle nesirle bütünleşmiş bir paragraf o dönemde ancak Yahya Kemal ile yeni bir akımı başlatma çabası içerisinde olan birisinde görülebilirdi . . . .
 Osho Yaşadığı Zaman Demiş ki...  (Emine Pişiren)

Bir akşam vaktiydi. Dostumla söyleşi içindeydik. Az sonra gün İda'nın batısından süzülecekti. Uzak Doğu felsefesiyle çok yakından alakalı dostum, gözlerimin içine bakıp "Osho'yu tanıdın mı?" diye sordu. Yutkundum önce. Belleğimde evirdim, çevirdim, Osho hakkında bir bilgi belleğimin arşivine atmamıştım. Dostuma gülümsedim. "Osho'yu sen tanıdın galiba, onu anlatır mısın bana, nasıl biriydi?" diye sordum.
 "Tufandan Önce" Kitabı Üzerine Notlar  (Yûşa Irmak)

Türk hikâye sanatı en yakın Sami Paşazade Sezai’ye kadar uzanır. Ama hikâye denince Ömer Seyfettin ve Ahmed Hikmet Müftüoğlu’nu hatırlarım.
 Sol Ayağım  (Ahmet Çaylar)

Beyin felçli olarak doğan, sadece sol ayağını kontrol edebilen İrlandalı yazar Christy Brown’un hayatla mücadelesinin gerçek romanıdır “Sol Ayağım”. Bu roman yaradılışa karşı kazanılan zaferin öyküsüdür aslında. Belki de Gardner’in Çoklu Zekâ Kuramı’na örnek bir yaşam öyküsüdür. Hayata tutunmanın öyküsüdür de diyebiliriz.
 İnsanca Yaşama Hayali (İnceleme - Eleştiri)  (GAYE DİLEK GEZER)

İnsanca yaşamak için insanca bir toplum düzeni gerekir oysa o dönemde insanca yaşamak sadece bir hayaldi
10 
 Necip Fâzıl" da "Peygamber" Aşkı….  (Salih Zeki Çavdaroğlu)

Büyük şair, edip ve kültür adamı Necip Fâzıl Kısakürek' in Hz. Muhammed (s.a.v) aşkı işlniyor...
11 
 Necip Fazıl ve Anne  (gökhan)

yazımız edebiyatımızın özgün şairlerinden üstad necip fazıldaki anne unsurunu açıklamak
12 
 "Ilgaz, Anadolu"nun Sen Yüce Bir Dağısın. Eteklerinde Kitaplar" *  (Nigar Özafacan)

Edebiyatımızın çınarlarından biri olan Rıfat Ilgaz’ın yaşam öyküsü çok çetindir; sürgünler, hapislikler ve zorluklarla dolu bir roman gibi. Tıpkı 1944’lerin İstanbul’unu anlattığı, “Karartma Geceleri” adlı romanı gibi…
13 
 İbreti Baba (Hıdır Gürel)  (Osman AKTAŞ)

Ben İbreti Baba’yı ilk kez rahmetli Feyzullah Çınar’la tanıdım. Mahalli âşıkların içinde çok değer verdiğim, sazını, sözünü, karakterini hayranlıkla takip ettiğim Feyzullah Çınar’ı hâlâ severek dinlemeyi sürdürüyorum.
14 
 Şeyh Bedreddin Şiirinde Din Faktörü  (Osman AKTAŞ)

Siz hiç pislik içine düşmüş bir altının değerini yitirdiğini gördünüz, duydunuz mu ya da bir altın küpünün içine bir parça tezek düşünce, o tezeğin altın değeri kazandığını gördünüz, duydunuz mu? Ben ne gördüm ne de duydum.
15 
 Gevheri'nin Hayatı ve Şiirleri  (M.NİHAT MALKOÇ)

Türk edebiyatı ayrılmaz bir bütündür.Yani Halk edebiyatı, Divan edebiyatı, Tasavvuf edebiyatı… vb. gibi isimler altında anılıyorsa da bunları birbirinden soyutlayamayız. Bu edebiyatlar daima birbirinden etkilenmiştir.
16 
 Küçük Kara Balık - Samed Behrengi  (Serdar YILDIRIM)

Bir sabah erkenden olanlar olmuş. Küçük Kara Balık, annesini uyandırıp şöyle demiş: Anneciğim, burada daha fazla kalamam, gitmeliyim!
17 
 Bir Şiir Emekçisi: İhsan Tevfik Kırca  (Hakan Yozcu)

İhsan, Su Şehri’nden bir arkadaştı. Doğduğu şehre adeta âşıktı. Sözünün bir cümlesi mutlaka Su Şehri idi. Orayı anlatmakla bitiremezdi.
18 
 Kemal Tahir'in Hayatı ve Eserleri  (Emre KETEN)

Cumhuriyet Döneminin ünlü edebiyatçısı Kemal Tahir'in yaşam'ı ve Eserleri
19 
 Sadettin Kaplan’ı Kimler Tanıyor?  (Yûşa Irmak)

Bir edebiyat ansiklopedisine giremeyince üzülen arkadaşını Peyami Safa şöyle teselli etmiş: “Bizim gibi ülkelerde bir ansiklopediye girmek, ancak onu hazırlayanın yakını olmakla mümkündür.” Yani üstat kimsenin, bileğinin hakkıyla bir yere gelemediğine, dost ahbap ilişkilerinin önemli olduğuna dikkatlerimizi çekmiş bu sözüyle…
20 
 Başımdan Geçenleri Yazıyorum  (Ahmet Zeytinci)

Günümüzün birçok kalem ustası yazmaya ilk başladığı zamanlarda şiir ile merhaba demiştir edebiyat dünyasına. Daha sonra öyküye, romana, denemeye de zaman ayırmışlar ve bu dallarda da değerli eserler ortaya koymuşlardır. Hani der ya bir büyüğümüz ''Türkiye de her üç kişiden dördü şairdir.'' diye. Kısmen doğrudur da bu tez. Bir bakarsınız komşunuz olan yetmişlik İsmail amca bile şiir yazmıştır, bir bakarsınız babaanneniz size hiç duymadığınız bir maniyi söyler, bir bakarsınız amcanız duygulu bir şiir okur hiç duymadığınız. Onların çoğu yazdığı kitaplara girmemiştir, ama inanın birçok kitabı olup da şairim diye geçinenlerden daha naif ve güzeldir yazdıkları. Duygulu insanlar yurdudur memleketimiz aslında; duygulu ve bir o kadar da sevecen. Dünyanın en güzel tabiatlarından birini Allah cc bizlere armağan etmiştir. Şiir çok özel bir edebiyat sahasıdır ve derler ki ''Başka dillerde yazılan şiirler insanın ana diline zor çevrilir.''

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Sefil Tarihçilerimiz!
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Tarihimizi Aydınlatan Bir Kitap
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
"Tufandan Önce" Kitabı Üzerine Notlar
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Büyük Türk Şairi Genceli Nizamî
Aziz Dolu
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Başımdan Geçenleri Yazıyorum
Ahmet Zeytinci
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Şeyh Bedreddin Şiirinde Din Faktörü
Osman AKTAŞ
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Sadettin Kaplan’ı Kimler Tanıyor?
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Kum ve Köpüğü
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Dalından Koparken Tekrar Açan
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Anlatmak Bir Armağandır
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Sözü Şiir Olan Sultanlar
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Elem Çiçekleri
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
İbreti Baba (Hıdır Gürel)
Osman AKTAŞ
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
O, Gariplere Ne Mutlu…
Yûşa Irmak
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar
Dönüşüm
Aysel AKSÜMER
İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.