• ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
181
|
|
|
|
Sinem haným da o gün makyajýný yapmýþ, süslenmiþ püslenmiþ dýþarý çýkacaktý. O da bir çoklarý gibi maske kullanmayý sevmiyordu. Apartmandan çýkana kadar maskeyi taktý, öyle ya komþular maskesiz görmemeliydi, koronaya ayýp olmasa da, komþulara ayýp olurdu. Sokaða attý mý kendini nasýlsa koluma takarým diye düþündü... Dýþarý çýkýnca öyle de yaptý... |
|
182
|
|
|
|
Anadolu insaný, misafirperverliði ve cana yakýnlýðý ile tanýnýr. Anadolu insanýnýn bu güzel hasletini suiistimal eden asalakça biri, bir gün kendini “imam” olarak tanýtýp bir köye gider. Hayatta ilk kez, bir imamýn geldiðini haber alan köylüler, imamý aðýrlamada adeta birbirleri ile yarýþýrlar.
|
|
183
|
|
|
|
Atölyeci Turhan aðabey gelir yanýma. Hem de her ayýn yirmi üçünde hiç sektirmez yanýma gelme iþini...
- Ooo Ahmetçiðim güzel insan nasýlsýn bakalým?
--Ne olsun Turhan aðabey yuvarlanýp gidiyoruz iþte sen nasýlsýn?
- Ben de iyiyim bu gün senin de emekli maaþ günüydü deðil mi?
--Evet aðabey ver kartýný sen ben birazdan benimkini çekmeye giderken seninkini de çekerim bankalarýmýz ayný nasýlsa elime mi yapýþýr aðabey...
- Ha yaþa Ahmetçiðim kartým yanýmdaydý zaten gelirken getirmiþtim. Tatlý hakkýn baki biliyorsun.
--Aðabey boþ ver ya ne tatlýsý elime mi yapýþýr benimkini çekerken seninkini de çekiyorum. Basit aslýnda para çekme iþi gel bir gün öðreteyim sana.
- Ya boþ ver kim öðrenecek bu saatten sonra o iþi.
|
|
184
|
|
|
|
Kýz inanmýyor musun bana? Hakikaten sevmiyorum ben bu parayý yaaaaa! Geçen gittim, baktým banka hesabýma ooooh bir dolu para göndermiþler, yatýrmýþlar hesabýma, çalýþtýðým, mankenlik yaptýðým ajanslar, dizilerde rol aldýðým bölümlerin paralarý bir de... Onlarda bilirler benim parayý sevmediðimi... Yeter da yeter, bu kadar para gönderiyorsunuz bu manken Damla ablanýza, O da dayanamýyor harcýyor. Burada ki (O) ben deniz oluyorum az buçuk. Durur mu ben de para? Hemen gittim bir son model BMV araba aldým. Yok arkadaþ yok para beni bozuyor ya, mezara mý götüreceðim, hemen harcarým. Altý ay önce aldýðým geçen senenin BMV sini de bir gariban manken arkadaþýma hediye ederim artýk, hediye ederim dediysem, parasýný aldýktan sonra tabi, hediyesi yüz bin dolar olur caným, ben öyle aç gözlü bir insan olsam üüüüüf nelerim nelerim olurdu þimdiye kadar. Yatlar, katlar, kürkler, kotralar, uçaklar, hatta uçak gemileri... ''Duyamadým uçak gemisini þahýslara vermiyorlar mý dediniz?'' Olsun caným olsun, ben de sadece gemisi olmayan uçak alýrým da dudaðýnýz uçuklar... Bana da yakýþýr her türlü uçaklar... |
|
185
|
|
|
|
Sizce ülkemiz sorunlarýnýn temelindeki yatan sorun nedir?” konulu her hangi bir televizyonda bir tartýþma programýnda yada herhangi bir yerde yapýlan seminer, konferans vs,vb... gibi ortamlarda futbol fanatiði beyinsizleri ve magazin programlarýnýn |
|
186
|
|
|
|
Sustu. Birden gömleðinin kolunu sýyýrarak:
"Onun bileðine taktýðým bilezik, þimdi benim koluma takýlý
olacaktý." |
|
187
|
|
|
|
Kýz arkadaþým ile gidiyoruz geçenlerde döndü bana ''Ýsmail cep telefonu ile fotoðrafýmýzý çekte eve gidince faceye atalým.'' dedi. Desin ben de hemen yerine getirdim onun isteðini. Eve gidince hemen atmýþ faceye sonuç ne? Biz layklarý beklerken abisi de görmemiþ mi face de fotoðraflarýmýzý. Ondan sonra kýza bir dolu fýrça hem vallahi hem de billahi, bir hafta on gün kadar görüþemedik... Sonrada fellik fellik beni arýyormuþ aðabeysi, benim için ''Yakalarsam o dürzüyü büküþtüreceðim.'' diyormuþ.
|
|
188
|
|
|
|
Özel bir bankanýn Ulus Þubesi Müdürü olan Ýsmail Bey esnaflardan Cengiz Bey ve Ali Ýhsan Bey ile iyi arkadaþtý. Zaman zaman Cengiz Bey'i iþyerinde ziyaret eder, civarýn sevilen esnaflarýndan Cengiz Bey de arkadaþý Ali Ýhsan ve Ýsmail Bey'i yemeðe götürürdü. Ali Ýhsan Bey ile Cengiz Bey'in banka müdürü Ýsmail Bey'den çok önce saðlam dostluklarý ahbaplýklarý vardý, kadim dosttular, birbirlerinin her sýrlarýný bilirlerdi... |
|
189
|
|
|
|
Bu basit bir Suç ve Ceza öyküsü deðil; ne olduðunu tam olarak tarif edemiyorsam da ironinin korkunç izlerini gördüðümü söylemeliyim. |
|
190
|
|
|
|
Çok rastlarým yolda gezerken ýslýk çalan ya da türkü söyleyen birilerine. Hoþuma da gider çok, çünkü ayný þeyi ben de yapýyorum zaman zaman. Bakarým, bazen bir ortaokul öðrencisi yanýnda kýz arkadaþý ile yolda yürürken dillerinden dökülüyor naðmeler ''Bir mumdur, iki mumdur, üç mumdur, dört mumdur on dört mumdur.'' ulan kerata diyorum içimden ben de eþlik ediyorum hemen ''Bu ne güzel düðündür haninna haninna.'' kimisi gülüyor geçiyor, kimisi utanýyor öyle iþte... |
|
191
|
|
|
|
O gün Birgül yengenin doðum günüydü.
Durun durun; önce bir soru sorayým: Siz hiç evli ve hastalýk derecesinde uçkur düþkünü bir þefin emrinde aday memur olarak çalýþtýnýz mý? Üstelik adam sicil amiriniz. Çalýþmadýysanýz ben söyleyeyim, çok zordur.
|
|
192
|
|
|
|
O günde erken çýkýp, karanlýk mal deposunun arasýndan geçerken, iki gün sonra oynayacaðýmýz maçý düþündüm. "Mental ve kondisyon açýsýndan maça hazýr hissediyorum, hocamýz görev verirse elimden geleni sahaya koyacaðýmýndan kimsenin þüphesi olmasýn" diyordum basýna verdiðim hayali demeçte. Karanlýk mal deposunu geride býrakýp, Seka Camii'nin uzakta yanan ýþýklarýna doðru yürürken, yakýnlardan havaya sýkýlan iki el "hav sesi" duydum. Ananý avradýný iki köpek bana doðru geliyordu, önce hýzlý adýmlarla yürüdüm, köpekler koþmaya baþlayýnca deparý basýtým. |
|
193
|
|
|
|
Öyle severim, iþ yerindeki sokak kedilerinin hepsini. Kimisi yüz verir, kimi pas verir, kimisi de hiç iplemez. O iplemeyenleri zaten kolay kolay sevemezsiniz de... La der illa demezler. Kedi doðup da gözleri açýldýðý zaman yakalayýp sevdiyseniz, sonrasýnda da seversiniz, yok eliniz deðmediyse bir daha kolay kolay deðdirmezler... |
|
194
|
|
|
|
-“Evet, beyler! Ese pýnarý dinlenme tesislerine hoþ geldiniz! Bugün eþantiyon mönümüzde çay bulunmadýðýndan onun yerine leblebi ile raký ikramý yapýlacaktýr! Afiyet olsun efendim! |
|
195
|
|
|
|
Výzzzzz výzzzzz výzzzz diyerek odanýn aynasýna yanaþýr sinek sýklet... O da ne? ''Karþý da benden bir tane daha var.'' Hangi kabileden ki bu? Bunu daha önce hiç görmüþ müydüm? Sanmam! Sesleneyim bakayým þuna... ''Hiþþþþt dostum, dostum sana diyorum, bakar mýsýn?'' Ses seda çýkmamaktadýr. Nasýl çýksýn ki sinek ayna da ki kendi görüntüsüne seslenmektedir... |
|
196
|
|
|
|
Sert Ahmet mi?
-Deðil.
-Sibop Ahmet mi?
-Deðil.
-Çil Ahmet mi?
-Deðil.
-Þiþko Ahmet mi?
-Deðil.
-Empas Ahmet mi
-Deðil.
-Deli Ahmet mi? |
|
197
|
|
|
|
Asker olmaya askeriz amma, hiç birimiz teskere alýrýz diye beklemiyoz haniyse. Teskere Kaf Daðý'nýn ardýnda, artýk kýsmet, savaþ ne zaman biterse...Gediklisi olduk asker ocaðýnýn. Bazen rüyalarýma giriyor, zannediyom ki, doðduðumdan beri askerim. Arada yeni gelen çömezlerlen kafa da yapýyoz; onlar da olmasa nasýl vakit geçer ki... |
|
198
|
|
199
|
|
|
|
Bu kabak tadý veren hayatta bir de bizim kabak kafalý kayýnço ve 6 çocuðu bizim eve sýðýnmasýnlar mý ? |
|
200
|
|
|
|
Bir müddet sonra içeriye iki adam daha girmiþti, ama onlarýn ikisi de halk oyunlarýndan fazla anlamýyorlardý, en fazla akraba düðünlerinde Ankara Misket'i oynamýþlýklarý vardý. Kýsa boylu göbekli birinci adam, baktý iki kiþi oynuyor, kaþ göz iþareti yaptýktan sonra, hemen ikincinin yanýna seðirterek üçlü ekip oluþturdular. Orta boylu uzun saçlý dördüncü adam da onlarý görünce üçüncü adamýn elinden tutup ekibe dâhil oldu... |
|