• ÝzEdebiyat > Öykü > Soyut |
41
|
|
|
|
Adamýn eli alnýnda, hep alnýnda adamýn elleri… |
|
42
|
|
|
|
Kimisi gemiden inerken çýmacýnýn karadan ona doðru bir ikram gibi sürdüðü köprünün anlamlarýnda kalakalýr, kimisi gemi halatlarýnýn, yüreðin bam telini titreten seslerinde yavaþ yavaþ çýmacýlaþýr. |
|
43
|
|
|
|
Zamanla oynayýp durmak, onu ele geçirmeye çalýþmak insanlara asla ele geçiremeyecekleri bir þeyi göstermiþti. Kendi zamanlarý sýnýrlýydý. Ancak yaþamlarý kadar zamanlarý vardý. |
|
44
|
|
|
|
Her çýmacý, çýmacý deðildir iskeleye ilk vardýðýnda; Yavaþ yavaþ çýmacýlaþýr. |
|
45
|
|
|
|
Bir bitis ya da bir baslangic, neresinden bakarsaniz; |
|
46
|
|
|
|
Ýçini ýsýtan sýcacýk gülüþlerinin ardýnda, güzel gözlerinden taþan anlamlarýnda hazan saklýydý hep. Çocukça sýrnaþmalarýnda, masum cilvelerinde içten içten bir sýrrý saklar gibiydi. Bir gizem, bir tutku vardý yaratýlýþýnda. |
|
47
|
|
|
|
"Kusursuz düþleri vardý, yaþýyamadýðý.. Yaþamasý dileðiyle..." |
|
48
|
|
|
|
Ayrýlýk bir trenin cam kenarýnda kalacak…
Tutacak kadýnýn ellerinden. Sarýlacaklar birbirlerine. Kadýn aðlayacak…
Ve hatýrlayacak kadýn mevsimlerden hazan, aylardan Ekim olduðunu…
|
|
49
|
|
|
|
-03:09. 11208 sefer sayýlý Anadolu Ekspresi’nin duruþu olmayan yerden trene aldýðý tek yolcuyum. Hem de biletsiz yolcuyum. Ölmenin güzel tarafý þu, kondüktör biletinize bakmaya gelmez ve yemekli vagonda sýnýrsýz ahiri bira içebilirsiniz. |
|
50
|
|
|
|
O kýza aþýk olmasaydý, babasýna küfür etmeseydi, hiç yaþamasaydý, fesleðeni sulamayý unutmasaydý, daha çok para kazansaydý, o kadýný becerseydi, onlarý söylemeseydi, bir de kýz çocuðu olsaydý, evlatlýk alsaydý, denize sýfýr arsayý alsaydý, o kadýnla beraber olsaydý, o yaþlý kadýnla yatmasaydý, daha az yakan bir araba alsaydý... |
|
51
|
|
|
|
hiç.. bu kadar.. hepsi bu.. |
|
52
|
|
|
|
Çalar saatin sesi, sessizliði yararak evin duvarlarýna çarpa çarpa daðýldý. Serra gözlerini açmak istemeden saatlerce yatmayý arzuladý, kalkmadan, huzur içinde. Ýþe gitmesi gerektiðini, geç kalýrsa azar iþiteceðini bilen insanlarýn býkkýnlýðý vardý üzerinde. Neredeyse sürünerek kalktý yataktan. Yüzünü yýkarken aynadaki aksine gülümseyip, sessiz bir günaydýn gönderdi. |
|
53
|
|
|
|
Elimi kaldýrýp selamlýyorum. Selamýmý hemen arkasýnda yürüyen Türkeþ’çi genç karþýlýyor. Oysa baþparmaðýmla birleþtirdiðim ortaparmaklarým gencin yüzüne deðil, gökyüzüne bakýyor. O anlamýyor. Ama Zülkarneyn anlýyor. |
|
54
|
|
|
|
Babasý bu duruma daha fazla dayanamamýþ ,on dakika önce odadan çýkmýþtý.Tekrar geriye döndüðünde gözlerine inanamamýþtý.Gözlerinden yaþ gelerek eþine sarýlmýþtý... |
|
55
|
|
|
|
Gecenin bilimeyen bir saatinde bilinmeyen bir yerde, kim bu kýz acaba? (tamamý) |
|
56
|
|
|
|
Dýþsal etkenler ne olursa olsun, kendini arayan birinin öyküsüdür. "Hepimiz, diðer yarýmýzý arýyoruz" düþüncesiyle kaleme aldýðým bu yazýmda 2 kelimeyle ne aradýðýný bilen bir deliyi anlattým. |
|
57
|
|
|
|
Bahçesindeki çiçek tarhlarý, çakýl taþlarýyla bezenen yol boyunca ortadan ikiye ayrýlmýþ sonbaharýn artýk kýþa yaklaþan bu son günlerinde kendini iyiden iyiye hissettirmeye baþlayan sabah soðuklarýna inat, kýrmýzýdan yeþile bin bir güzellikteki renk tonlarýyla mevsimlik çiçekler geçip giden yaz günlerinin habercisiydi sanki. |
|
58
|
|
|
|
Ýnsanlarýn aðýzlarýndan dökülen kelimeler ne denli sýradan imgeler yaratmaya çalýþsalar da, gözleri hep ele verdi onlarý. O ya da bu sebepten akýllara geliverdiðinde, oralardan da dillere düþüverdiðinde, gözleri kor kor oldu anlatýcýlarýn. |
|
59
|
|
|
|
"içkileri sundu herhangi bir kaza ihmali... " |
|
60
|
|
|
|
Anlayamadým, sizin onbeþ günlük senelik izniniz mi var? O zaman mý hoplayýp, zýplayýp, metliyorsunuz günýþýðýnda? |
|