• İzEdebiyat > Öykü > Fantastik |
241
|
|
242
|
|
|
|
Bir süre sonra ayağı topallayarak ve peleriniyle cüppesi uğursuz seslerle yerlerde sürünerek içeriye Başrahip Stakios Leşkesen girdi. İki korven döndü ve ikisi de rahibe uğursuz ama ölçülü bakışlar fırlattı. Rahibin eski püskü ve kılıksız, kirli hali, üzerindeki açık taze hastalık yaraları ve bir korven için bile iğrenç olan kokusu sanki etrafındaki güç halesinin bir gereğiydi. Rahibin yaydığı o uğursuz ve tekinsiz güç hissini hissetmemek elde değildi.
Rahip gülümseyerek yaklaştı. Yüzündeki gülümseme tehlikeli ve memnundu. Tek gözü soğuk mavi beyaz bir ışıltıyla yanıyor ve soğuk dumanlar ile tütüyordu. |
|
243
|
|
|
|
"Mora saplantım var, çözümüm yok" dedi iki
|
|
244
|
|
|
|
kanatları olan çok güzel yaratıklardık biz..... |
|
245
|
|
|
|
Aşağıda bazı üyelerimizin “kayıp mutluluk nimetleri” ilanlarını okuyacaksınız. Eğer aralarında durumunuza uyan bir ilan veya verilmiş tariflere yardımcı olacak mevcut bilginiz varsa lütfen bizi arayınız. |
|
246
|
|
|
|
Törensel, kırmızı ve altın işlemeli koca bir pelerine bürünmüş kemm liç, elinde koca yakut topuzlu kudret asasıyla ve mumya sargıları üzerinde giydiği büyülü yüzüklerle, madayonlarıyla yürüdü. O yürürken silikleşen bedeni aynı anda başka bir yerde maddeleşiyordu. Piramidin görünen zemininden çok daha aşağıdaki katlardan birindeki bir gizli bölümde, o vardı. Xalazoph-Kheem. İncilideniz'in Borası. |
|
247
|
|
|
|
Alman bayan yazar Herta Müller'den bir öykü. |
|
248
|
|
|
|
Artık kaderleri belirsiz.Gelecekleri ise karanlıktı |
|
249
|
|
|
|
Ve Kaos "yaratın" dedi! Ve onlar yokluktan yarattılar Garon'u. Dağlara, denizlere biçim verdiler, hayat verdiler. Ve Kaos Garon'u çok beğendi. Ve kendinden bir parça koymak istedi Garon'a. Üç asır düşündü, üç asırda da yaptı Kaos sembolünü. |
|
250
|
|
|
|
G.ANTEPiN NiZiP iLÇESiNDE PAZARCAMİ MAHALLESİNİN HEMEN YANINDA
KÜRT MAHALLESİ ADIYLA BİLİLNEN YERLEŞİM BİRİMİNDE BULUNAN ÇORAK TEPEDEKİ EVİN HİKAYESİDİR BU.
|
|
251
|
|
|
|
Her zaman elmaları –sadece elmaları değil her şeyi- sadece kendimizin seçtiğini sanırız. Aslında belki onlar da bizi seçiyorlar, gösteremiyorlardır. Biz kendi niyetlerimizi biliriz, elmaların niyetleri ise |
|
252
|
|
|
|
Algılarımız otoriteye tehlikeli gelipte bir algı dairesi kurup algı mükellefi olacağımız fantastik öykümün 8. bölümü... |
|
253
|
|
|
|
Zaman üçe bölünmüştür. Bugün, yarın ve dün... Bu üç zamanın arasında kaybolan bir kişi. Sonu bekliyor ya da başı... Belki de her ikisini. Bu yüzden zamanını bekliyor ve sadece dayanıyor.
***
"Dayanmalıyım"... |
|
254
|
|
|
|
Sahildeki yarısı parçalanmış bankın sağlam tarafına oturdu. Neden sonra bir iki metre ilerde yatan adamı fark etti. Kalkıp çevirdi. Yüzü yoktu. İrkilip sol elini yüzüne götürdü. Biraz ıslaktı ama derisi yerindeydi. Rahatlayıp yerine döndü. Islaklığın sebebini düşünmemeyi yeğledi |
|
255
|
|
|
|
Algılarımız otoriteye tehlikeli gelipte bir algı dairesi kurup algı mükellefi olacağımız fantastik öykümün 5. bölümü |
|
256
|
|
|
|
Algılarımız otoriteye tehlikeli gelipte bir algı dairesi kurup algı mükellefi olacağımız fantastik öykümün 7. bölümü... |
|
257
|
|
|
|
Bazı aşkların bedeli hiç tahmin edilemeyecek kadar ağırdır. Ama aşık olan kişi bu bedeli çoktan göze almıştır. |
|
258
|
|
|
|
Bursa’nın mutena bir semtidir burası. Çok insan imrenir burada yaşamaya, sanki burada oturduklarında alınları daha bir ak olacakmışçasına, sanki boyları biraz daha uzayacakmışçasına, imrenir dururlar burada yaşamaya, onun için de birkaç yıl içinde bile bir sürü kiracı geldi gitti mahallemizden. |
|
259
|
|
|
|
gece onun yatağıymış oysa...yatağına küsmüş cüce ve bir daha hiç düş görmemiş... |
|
260
|
|