|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Artık Beni Kim Sorar
Orhan Bani
Şiir > Garip
Kim o, bilmeden gönül kapımı çalan, bana öyle bakma, aşk, sevda yalan
Tanıdım seni, senin de farkın yok, sonu ayrılık, sen' de edeceksin viran
Bir daha öyle bakma, seviyor sanırım, aldanırım, bilmez ki yüreğim
Yıllar var ki yalnızım, küskünüm ben aşk'a, maksadın ne bileyim
Yakıp, yıkıp, viran edip kül' mü edeceksin, bağlayıp kalbimi, çekip gidecekmisin
Anladım, tanıdım seni, katilim sensin, can evimden vurup, beni öldüreceksin
Hiç ki
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
561
|
|
|
|
Hangi aynada tozlanmış bir ruhu yakalasak, ardında biriktirdiği acılara tanık olmamak elde değil../Acıysa kendi içinde bir aşkın en baskın hali olsa gerek yüzümüze yansıyan.. |
|
562
|
|
563
|
|
|
|
Bu şehirde ne taç var, ne tacdar; ne şah ne padişah.Geride bırakılmıştır, yâr ağyar. Olanları ne tarih yazar ne roman. Sadece, bir zamanlar, o sakinler de arzı çiğnerdi. Alna değince ölüm meleğinin busesi. Ömür hitama erdi. Bir sala sesi… Mukassi bilinen meçhul şehre başlayan yolculuğun ilk karesi. Hu sesi hıçkırık sesine karıştıktan sonra dar bir geçitten geçildi bu şehre. Revaklarından revnakların sızmadığı karanlık belde. Ne avuçta var ne elde.
|
|
564
|
|
|
|
Ömrümüz vefa etti bir fukara mevsimine daha erdik şükür. Püfür püfür esen yosun ve tuz kokan deniz yeline hasret kalsak bile. O demleri anılarımızda canlandırmak tatlı bir burukluk veriyor gönlümüze. Kadim dostları, çocukluğumuzu ve dahi çocukluğumuzun Mersin’ini ta Ankara’da bir kez daha yad ediyoruz…
|
|
565
|
|
|
|
Yine zamanı düreceksin avuçlarında. Bembeyaz zambaklar açacak vadinde. Benim muhayyel ülkemin muhayyel perisi… bekle bekle…
|
|
566
|
|
|
|
Gel de nisanın güzelliğine güzellik katsın tebessümün. Gel baharı ol geçip giden ömrümün. Bilirsin şayet gelirsen iklimimde erguvanlar daha bir canlı açar çiçeklerini.
Ellerim taze sürgünler verir. Ellerime verirsen ellerini. Ne zaman geleceksin gözlerim yollarda bekliyorum seni. En kalbî duygu ve selam ile..
|
|
567
|
|
|
|
Biliyor musun, hayallerimin nadidesi? Yüreğimin, kanaviçesinde işli hüzün olduğunu…
|
|
568
|
|
|
|
“Bir fas-lı gül deminde gönlümün gülşeninde.
Açan gülürana sen aşk gülü desen desen.”İ.K
|
|
569
|
|
|
|
O, güller içinde simgedir. Sırrı çözülemeyen imgedir. Misalin masalı, masalın misalidir. Ondan kurtuluş yoktur. Aşk meydanında sâridir… Bazen güvercin, bazen hüt hüt, bazen zümrüdüanka misalidir.
|
|
570
|
|
|
|
Bu yazı aşka yazıldı. Gül dibaceli adı dillere pelesenk cerene. Ellerini yumunca zamanı avuçlarında dürene. Cihanda eşi menedi olmayan birine yazıldı.... |
|
571
|
|
|
|
Yolumun sonunda cehennem varsa, ayak altıma İran halıları sersen ne çıkar. Bana öyle gel deme, çek ayak diplerimden saltanatını. Bana lüks caddelerde hız yapan spor araba olacaksan eğer, benim başıma gelen en büyük hata olursun. Çünkü ben başımı alıp dağlara çıkmak isterim. Dağlarda, soğuk sular içmek, çiğdemlerle hemhal olmak isterim. Senin bana yaşatacağın güzellik, bir çiçeğin sapı kadar bile olamaz. Seninle el ele yürüsem, avuçlarımda güller kurur. |
|
572
|
|
|
|
Çalınmış suratlarla yaşayan herkesin suratına okkalı bir tükürük, yiyeceği en kötü dayaktan daha ağır. |
|
573
|
|
|
|
Birine yar dediyseniz ve ona ragmen gittiyse ne söylenebilirki ardindan,
Neler yasanir neler anlatilir,
Yar dön artik sen gideli ben gülmez oldum |
|
574
|
|
|
|
Akşam, sessizlik... Gece yarısı olsa, az kalsa dolunaya... Dolunayda sahilde ateş yaksam yine, atsam tüm sıkıntılarımı küllerine. |
|
575
|
|
|
|
Adını bilmesem de daha önce yaşamıştım buna benzer birşeyi,yine sende… |
|
576
|
|
|
|
Umudumun kaçıncı basamağını kırdım bugün, bilmiyorum. |
|
577
|
|
|
|
"Rüyanın harika bir şiirselliği, mükemmel bir alegorisi,
emsalsiz bir mizah anlayışı ve leziz bir ironisi vardır." |
|
578
|
|
|
|
Bugün sisli ve soğuk bir Ankara sabahı, içimi ısıtan ve gözümü ışıtan hayalinle güne merhaba diyorum. Kimbilir, bugüne hayalinle değil de seninle başlamak nasıl olurdu. O da adresin gibi meçhul ve muhayyel…
|
|
579
|
|
|
|
Gittin gideli hayalinle avunuyorum. Senle dolu muhayyilem. Begonyam, menekşem sensiz öksüz kaldı pencerem…
|
|
580
|
|
|
|
Sorular aynı olunca cevaplar da aynı oluyor. Neden bana farklı sorular sormuyorsun? Neden bir fark yaratıp benden farklı cevaplar beklemiyorsun.
Bilirim seni hep aynı ifadeler mutlu eder. Harikasın, senden iyisi yok, sen dünyaya bir renk bir desen katıyorsun gibi...Oysa sana ben bir sapa benziyorsun, gülü ortada olmayan demek istiyorum. Yok illa sen bana gülüm deyin istiyorsun. |
|
|
|