• ÝzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar |
461
|
|
462
|
|
|
|
her zaman kendimiz olmalýyýz özenti kaybetmemizin en büyük sebebidir |
|
463
|
|
|
|
Özellikle gençler spor arabalar ile hýz yapmayý pek bir seviyorlar... Kimi zaman anahtarýna kapýþýyorlar aralarýnda... Oysa ben altý saatlik yolculukta bile yavaþ gitmekten büyük haz duyuyorum... Her ne kadar gözümü yoldan ayýrmasam da, yavaþ giderken çevremde ki güzellikleri hissedebiliyorum... Gençlere bakýyorsunuz cýstak cýstak hepsi hýzlý müzikten yana... Kanlarý kaynýyor haliyle... Oysa o yavaþ aðýr aksak müziðin de o kadar keyifli ve güzel bir tadý vardýr ki bilenler bilir... |
|
464
|
|
|
|
Kim bilir belki de bir rüya bu…
Belki de bir ütopya…
Herkes sorar bu soruyu “Var mý böyle bir Dünya?”
Ýnsan, ne zaman ki içindeki benlikten kurtulur, kötülüðü, çirkinliði yok eder, kendinden çok karþýsýndakini düþünür ve Tanrý’nýn istediði doðru ve dürüst bir kul olursa iþte o zaman güzelleþir hayat… |
|
465
|
|
|
|
Tarafgirliðin insanoðlunu çepeçevre sardýðý günümüzde; bakýþ açýsýný, bir platforma %100 nesnel olarak oturtabilmek mümkün mü, acaba? Ya da insanoðlunun böylesi zamanlarda bitaraf kalmasý ne kadar mümkün ?
|
|
466
|
|
|
|
Bir yýl önce, büyük umutlarla girdiðimiz ve kendisinden çok þey beklediðimiz 2001 yýlýný geride býrakýyoruz.Þevket Rado’nun bir sözü vardýr:”Dün gitmiþ, onu yerini bugün almýþtýr.Bugün ise yarýn, bir daha dönmemek üzere gitmiþ olacaktý |
|
467
|
|
|
|
ellerime hiç yakýþmayan bir sigara, soluðumda emanet bir nefes, üþüyen ayaklarýmýn tek sebebi, acý olan ne varsa bu dünyada hepsi -hakettiðin ya da haketmediðin ne farkeder- içimde, çok derinlerimde hissettiðim, aðýrlýðý belirsiz bir kütle, susuzluk belki de ne yaparsam yapayým dindiremediðim, aðlasamda günlerce ve gecelerce indiremediðim gözlerimden. |
|
468
|
|
|
|
Tarihimizi, Ulusal Kimliðimizi Yok Saymak |
|
469
|
|
|
|
Barýþýn, kavga ve savaþlardan sonra yapýlmasý tuhafýma gitti. Biraz irdelemek istedim. Neden önce yapýlmýyor deðil mi ? |
|
470
|
|
|
|
Hiç kimse ten renginden, geçmiþinden ya da dininden dolayý bir diðerinden nefret ederek dünyaya gelmez! Ýnsanlar nefret etmeyi öðrenirler ve eðer nefreti öðrenebiliyorlarsa o zaman onlara sevmeyi de öðretebiliriz.Nelson Mandela |
|
471
|
|
|
|
icimdeki firtinadan bir buket |
|
472
|
|
|
|
Salonsuzluða , dar bir kadroya r ve bütçe yetersizliðine raðmen güzel iþler çýkardýk. Sahnelediðimiz oyunlar çok beðenildi. Ödüller almaya baþladýk. 5 yýlda 17 ödül aldýk. Türkiye’ye turnelere gittik. Ankara’da Uluslar arasý Tiyatro Festivaline katýldýk. Türkiye basýnýnda bizden büyük övgülerle söz edildi. Ceyhan ve Kadirli’ye turneye gittik…
Türk Devletleri Tiyatro Birliði’nin kurucularý arasýnda yer aldýk. Antalya, Bakü, Kazan gibi þehirlerde KKTC’yi temsil ettim. Buralarda Kýbrýs Türk Tiyatrosunu anlattým. Bütün bunlar tanýnmamýz açýsýndan olumlu ve güzel þeylerdi. Birçok insan tanýdým. |
|
473
|
|
|
|
okumanýn hayatýn en önemli güzelliði olduðunu unutmayalým |
|
474
|
|
|
|
Aycýk da Ben Bulaþýkçýlýk Yapayým |
|
475
|
|
|
|
Çekirdeðin bulunduðu paketi eline aldý. |
|
476
|
|
|
|
Keþke geriye dönüp hayatýmýzdaki en özel olan ilkleri geri alabilsek zamandan. |
|
477
|
|
|
|
Çay/ Þeker/ Kaþýk/ Bardak/ Ses/ Tanrý/ El/ Beyin...
Þekerin karýþtýrýlma sesinden kim sorumludur? Bu sesten kim rahatsýz olur? Bu sesi nasýl azaltabilir veya yok edebiliriz? Bu saçma yazýyý kim okur? Tanrý var mýdýr? |
|
478
|
|
|
|
Baþýmýza gelenlerin ne kadarý tesadüftür acaba?
Tesadüfleri biz mi yaratýyoruz, yoksa tesadüflerin birer oyuncaðýmýyýz?
|
|
479
|
|
|
|
canýmýzý yakan terör belasýna çözüm önerileri |
|
480
|
|
|
|
Ýpin ucunu bir kaçýrýrsak bir daha toparlamak çok zor olur. Eskilerin adabý muaþeret denilen görgü kurallarý,
birbirimize yaklaþýp tanýþýrken takýnýlan tavýr, hoþgörü,
tolerans her kapýyý açan sihirli anahtarlar gibidir. Hani
nerede kaldý bunlar. Saygýlar. |
|