Adam ve Kadın yaşanması muhtemelken yaşanamamış olanın verdiği acı.
|
İlk soruyu kim sormuştur ve ilk insan neyi merak etmiştir? İlk cevabı kendinde mi aramıştır yoksa dışarıdan mı medet ummuştur? İlk kez kim eskitmiştir beynini sırf merakından? İlk kim vazgeçmiştir kendinden, başkalarının ağzında aramıştır her şeyi? İleriye doğru mu yaşar insan yoksa gerisin geriye mi?(“hiçlikten gelen elbet bir gün oraya döner” demişti yırtık sayfadaki buruşuk adam) Sıfırdan gelen insan bir bir ekleyerek kendine, yine sıfırda bitiriyor kendini. Dün düşündü hepsini ayrı ayrı adam. Bu soruların cevabının onda olmadığını bile bile. Neticede bu dünyanın akıllısı o değildi. Ama çok hoşuna giderdi sorular uydurmak. İçinden çıkılamayacak kadar derin olan kuyular kazmak. Kime danışırsa herkes kendi toprağıyla örtmeye çalıştı kuyuyu. Attıkları topraklar kuyunun suyunu bulandırmaktan başka bir işe yaramadı. Tekrardan. Kâğıda doldurdu tüm bu yazdıklarını. Koşup kadına soracaktı. Kadın onunla daha fazla konuşacaktı. Kadın adamı bu sorulardan dolayı zeki zannedecekti. Kadın adamdan etkilenecekti. Kadın artık adamın adını soracaktı. Adam zaten kadının adını biliyor.(melek) Adam kadına iltifat edecekti ismini ilk kez duyuyor gibi yaptığı sırada. Kadın utanacaktı ve her utandığı anda olduğu gibi hafiften yanakları kızarıp yarım ağız teşekkür edecekti. Kadın böyleyken dayanılmazdı. Adam uzun bir süre dayanmıştı zaten, biraz daha olması umurunda değildi. Kadının yanakları öp beni diyecekti. Adam dudaklarını terbiye edip susturacaktı. Kadın böyle konular ayaküstü konuşulmaz diyecekti. Adam hızlı davranıp soracaktı. Sonunda. Kadın aşağıdaki çay bahçesine gelme fikrini kabul edecekti. (İstekli olduğunu gizlemek için fazla kalamayacağını söyleyecekti.) Adam bunu anlayacak ama kadına hiç çaktırmayacaktı. Adam kadının sandalyesini çekecekti. Kadın hem zeki hem centilmen olan adamdan mest olacaktı. Adam 2 çay söyleyecekti. Kadın başıyla onaylayıp bir de su istemesini fısıldayacaktı. İçecekler geldiğinde adam servis yapacaktı. Adam kadının çayına üç şeker atacaktı. Kadın tatlıya düşkündü. Adam bir hayli ekşiydi. Kadın çayı şekerli sevdiğini nerden bildiğini soracaktı. Adam gururla, insanları ilk bakışta tanıdığını söyleyecekti. İşin aslı, adam uzun bir süredir bu kafede oturur ve kadının elindeki küp şekerleri Kadın anlatmaya başlayacaktı. Adam başıyla usul usul onaylayacaktı. Kadın bu halini de gözden kaçırmayıp artı puan verecekti. Sonra adam anlatacaktı tüm bildiğini. Adeta kusacaktı içindekileri. Adam son derece dürüst davranacaktı. Kadın dürüstlüğe önem verdiğini söyleyecekti. Adam kadını eve bırakacaktı. Adam kadının evini böylece öğrenecekti. Adam soğukta it gibi titreyecekti her gün kadın evden çıkana değin. Kadın onunla tesadüfen karşılaştığını düşünecekti. Bir gün kafede otururken kadın her şeyi anlatacaktı. Adam kadını ilk kez bu kadar güçsüz görecekti. Kadın ağlayacaktı. Adam susacaktı. Kadın hıçkıracaktı. Adam yutkunacaktı. Kadın susacaktı. Adam mendil uzatacaktı. Kadın gözlerinde biriken günün tüm boktanlığını mendilin ucuyla silecekti. Adam kadın eğlensin diye şekilden şekle girecekti. Kadın gülümseyecekti. Adam nefes alacaktı. Kadın kahkaha atacaktı. Adam bir daha doğacaktı. Adam kadının evine doğru giderken, eline dünya konacaktı. Adam dünyayı sıkıca saracaktı tüm eliyle, dünya elinden kurtulup kaçmasın diye. Kadın evin önüne geldiğinde bileğinden çekecekti adamı. Kadın adamı öpecekti. Kadın adamı sevecekti. Kadın tutkuluydu. Adam kadının kalçalarını tutup kendine çekecekti. Kadının bedeni adama yapışacaktı. Adam kadınla bir olacaktı. Adam veya kadın diye bir şey kalmayacaktı. Bir çift dudaktan başlayıp birleşen tek bir mucize olacaklardı. Kadın adamdan ayrılıp evine koşacaktı. Kadın adamın olacaktı. Adam zaten kadınındı. Tüm bunları düşünen adamın gözleri buğulandı. Kalbi heyecandan onunla konuşmaya başlamıştı. Tüm organlar aynı fikirdeyiz dedi kalp. Yap artık. Bir an önce yap. Adam ertesi sabah erken kalktı. İçinde en güzel durduğu elbisesini giydi. Güzelce süründü, tarandı. Kadının olacağı yere doğru hızlı hızlı yürüdü. Vardığında en azından bir prova yapma hakkı olacaktı. Adam erken vardı. Kadın da erken varmıştı. Adam terledi. Gömleği onu boğmaya başladı. Adam kadının yanına doğru yanaştı, kadını durdurdu ve hazırladığı her şeyi önüne attı kadının. Kadın adama baktı tam olarak süzmedi bile onu. Mesela pantolonu ona uzun geldiği için paçalarını katladığını fark etmedi adamın. Kadın “Olabilir” dedi. Bu bir cevap bile değildi. Adam bir daha sormak için yeltendi. Kadın sözünü kesip meşgul olduğunu söyledi. Adam hayatının en önemli cümlesini kurdu. Kadın meşguldü. [[YB=2]] [[/YB]]
|
|
Serhat Kaya kimdir? | | Kendi dengesini bulmak adına edebiyatın mistik dünyasına sığınan adam. kaleminin mürekkebini kendi zihniyle dolduran bir adam. büyük cümleler kurmaktan korkan küçük bir adam. etrafına bağıramayan yazar kağıtlara fısıldar. Etkilendiği Yazarlar: Oğuz Atay, Bukowski, Tolstoy, Atilla ilhan, Ümit Yaşar Oğuzcan, Orhan Veli Kanık, Hakan Günday, Edgar Allan poe... |
|
|