26 gün oldu depresyonumun start düğmesine basılalı... Seni hayatımdan çıkaralı... Bardağımı taşıran son damlalar akalı... Tam 26 gün oldu seni kaybedeli!..
26 gündür ağlıyorum. Gözyaşı tükenmiyor galiba; hala dökülebiliyor yanaklarımdan aşağı...
Hemen hemen her gece rüyamda seni görüyorum. Rüya bile değil her biri birbirinden daha ağır kabuslar... Hepsinde sen varsın; bide silik bir ben. Sen çoğaldıkça ben azalıveriyorum. 26 günün üstüne konan her saniye beni daha da küçültüyor...
Kara sevdadan yataklara düşenlere inanıyorum artık; hayal değil bunlar aslında. Son üç gündür hep başım dönüyor, hayatımda hiç bayılmadım ama sanki her an bayılabilecekmiş gibi hissediyorum, çocukluğumda yılarca çektiğim baş ağrılarım geri geldi. Bir de üstüne mide sancılarını ekle. Bir terk ediliş nelere kadir oldu!..
Seni bir daha göremeyeceğimi biliyorum. Bir daha sesini duyamayacağımı.. Bana sarılmayacağını.. Ama bilmek kabul etmek demek olmuyor bazen. Sen bitti diyene kadar hala bir umut varmış gibi düşünüyorum. Öyle yaşamaya çalışıyorum. Şu anda umudumu kaybedersem sonum olur gibi hissediyorum...
Sana ait hiçbir şey yok bende... Kokunun sindiği hiçbir şey!.. Sadece boş sigara paketleri. Sen verdiğinde doluydular ama seni her düşündüğümde bir tane yakıverince kısa zamanda boşaldılar işte... Bir resmin bile yok bende! Gün gelip yüzünü hayalimde canlandıramayacağımdan korkar oldum!.. Bu gün bir resim gördüm, sen sandım onu! İçim nasıl acıdı bir bilsen!..
Zaten hep bunalıma yakın bir tiptim. Acı çektiğimi de çok düşündüm bundan önce. Ama insan gerçeğini yaşayınca anlıyormuş meğer! Öyle bir an oluyor ki etrafımda seni bana hatırlatacak herhangi bir şey yokken bile aklıma düşüveriyorsun. Sen ve sesin! Sen ve kokun! Sen ve evin! Sen ve ben!.. Şarkılara gerek kalmadı artık ya da sesi sana benzeyen insanlara! Onlar olmadan da aklımdasın zaten..
Sabah ilk aklıma gelen sen değilsin! Geceleri rüya-kabuslarımda olduğundan, zaten seninle uyanıyorum. Gerçekte sadece bir kere uyandım yanında. Şimdi o geceyi tekrar yaşıyor olsam bütün gece uyumaz seni seyrederdim; beynime kazımak için!.. İleride lazım olacağını fark edememişim yaşanan şeylerin net olma gereğini...
Şu anda yanımda olsan sarılmazdım sana. senin için neler yazdım, biliyor musun? demezdim. Her zamanki tavrımı takınıp umursamıyormuş gibi davranırdım. Diğer türlüsü ağır geliyor insan oğluna. Bir ceylan gibi ufak bir ses ya da tehlike sezgisinde korkup kaçıveriyor insan denen canlı!.. Senin kaçtığın gibi! Bir kere çıtlattım hayatımdaki yerini; ama bu bile bir daha seni görememe mal oldu!.. Sadece öyle olsa yine iyi. İçimden de çıkmıyorsun ki! Giderken iz-tortu bırakmadan gitseydin minnettar kalırdım sana...
Beni senle bıraktın! Ama seni bana bırakmadın!..
Henüz yeni başlıyor acım. Henüz yeni başlıyor yalnızlığım. 26 gün sadece hazırlık bundan sonrasına...
26 ncı gün.. Ve ben hala dökülebilecek gözyaşına, sana ulaşmayacağını bildiğim aşk yazılarına, içinde senin olduğun anlamsız kelimelere, Kenan Doğulu nun aşkım aşkım şarkısına, amerikan aksanıyla konuşan Türk lere, içinde olduğun darmadağın kalbime mahkumum!!!
Mahkumiyet bitmeyecek... Müebbet vermiş bir kere sevgili!..
prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /
Seda İlke KILIÇ
30.12.2003-00:26
İstanbul