Kılıcının ucu kadar keskindir yalnızlığı
Fethettiğin terkedilmiş bucakların
Parmak ucunu keserken kanayan sıyrıklar
Acı içinde bağıran ocakların
Zamanın kalmadı inanmak için,
Yollar kapandı ölü insanlarla
Zamanın kalmadı gerçeği görmek için,
Gözün karardı basit yalanlarla
Kötü karakteri seçilecek yıkık kalelerin
Günah keçileri gökyüzünde arayacak sabahları
Hiç bulamayacakları kutup yıldızını
Hüzünlü şarkıların aniden bitiveren son nameleri
Biraz incitilmiş yüreklerde utandıkları kadar
Kaderin sırtına kaldıramayacağı kadar fazla yüklenmiş günahlar
Boyuna yatmış ceset yollarında yol alamayacak kadar
Zamanın kendini hissettirmesini bırakana kadar
Tek bir an için
Bütün bu hüzünlerin
zafer çığlıkları askerlerin
biraz daha geç gelecek sonları için