Yürekten söylenen her şarkıdan taşan, bir sevda buğusu büyüler gözlerin birbirindeki dansını, bunu ne siz görürsünüz ne de ben , birbirleriyle danseden gözlerimizle, ayrı yaratılmış yalnızlıklarımızı paylaşacaksak karamsar hüzünlerimizin sağanak yağışı altında koklarız ancak üç harfli aşk'ı. Koklamak bile güzeldir kızmayın, çünkü en temel ihtiyacımız olan nefes'ten girer kalbe bu üç harfli afyon ki ne afyon zamanın önünde durmaktan çekindiği, nargile dumanı gibi çektikçe keyf veren, uzakta kalınca da sarhoşluğuyla kendini aratan 3 harfli bir şey, bencillikte vardır içinde 3 harfli olduğundan hep bir taraf daha aşık, her bir taraf daha yoğun, sonucunda eşitsizlik gizlidir bu keyf duyumunun derinlerinde.
An olur zümrüd-ü anka kuşunun kanatlarında uçarsın kaf dağının ardına, aşkın yanına, hiçbir cengaverin keskin kılıç darbeleri kesemez bu nefs ile kalp arasındaki üç harfli eşitsizliği...
Yanılgılarımızdan biri ise aşkın temizliği hakkında değil midir? Aşk çiçek midir, aşk isli puslu bir ucubedir ama gözü kör eden bir büyüdür, işte güzelliği de buradadır, öldürmez ama var da edemez kendi içinde harmanlanan tükenişle yaşanmışlıkları... Gün geldiğinde gelişi beklenen rezilliktir aslında, ama yine de zariftir aşk tüm pespayeliğinde samimidir, kandırmaz. Bilirsin başına gelecekleri yani gönüllü kurban olursun belki de. Ya da yanılgı buradadır aşkı insanlaştırma yanılgısı, onun yaradılışı böyledir yani insanda olunca ikiyüzlülük, basitlik ama hislerde ve yaşanmışlıkta olunca adı sevda baharıdır diğer deyişle aşk'tır.
Tarifsizlik okyanusunda kocaman bir fırtınadır aşk, yaklaşırken güzeldir, gidişinden sonra yıkım olur, kimi zaman akıllarında aşıkların.
Kimi zaman fallarda beklenen sevgililer olacak, kimi zamanlarda ise ölüm yalnızlığı kadar keskin ve soğuk, ama birşey var ki tadanın tadından vazgeçemediği bir şaraptır. Buruk olması ise kendisi gibi üç harfli bir duygudan yani "acı" dan geliyor aşkın. Ama sarhoşluk verdiği için acılığını da unutuyor deli gönüller, her yudumda acı, her yudumdan sonra sarhoşluk, işin ilginç olan kısmı işte bu hoşluk.
Aşktan aşık'a atlarsak bir nefes hızında, Mevlana " Aşık olan, yıldızlar arasında ay kadar parlaktır" der, aşktan öte aşığın daha üstün olduğunu anlatmış belki de, aşkın eşitsizliğindense aşığın parlaklığı konuşulmuş bin yıllarca ya da insanoğlu varolduğundan itibaren, aşıklara itibar edilmiş hep aşkın acıları yerine.
Öyleyse varolsun aşıklarıyla kavrulan aşk!