O şairdi
Her aşık olduğunda unuturdu kavgasını
Açmasını gereken siyah laleyi
En iyisini yazmalıydı
Kelimelerle en iyi resmi çizmeli
Hem de silgi kullanmadan
Çıplak kadına bakarak yazmadan
Kendi hayallerindekini
O mor ineğini
Sabah öten tavuklarını
Son şiirleriyle veda eden arkadaşlarını yazıyordu
O şairdi
Her şair öldüğünde
Topraklarını sulamaya giderdi
Abbasın Yerine
Yılmadan isyan etmeden
Tanrıya kızmadan yazıyordu
Arada bir kağıt pahalılığına
Şairlerin halk için yazmadığına
Aşk şiirlerin para kazandırıp
Sonradan görmelerin olduğunu söylüyordu
O şairdi
Tüm yalanlardaki beyazı
Görendi üzülendi
Bir kişi okusa da
Bin kişi okusa da fark etmezdi
Ders alınsın anlaşılmaktı derdi
Bu yüzden bırakmıştı fakülteyi
‘Ülkeyi sen mi kurtaracaksın kelimelerinle
Yürü ilham perini görelim’
Dalgalarına aldırmadan
Kaderinin değil kaleminin
Götürdüğü yere gitti
O şairdi
Denizde acı çeken balıkları
Gökte ağlayan martıları
Bilendi üzülendi
Kahve muhabbetlerinde
İçki sofralarında değil
Beyaz kağıt üzerinde kurtarırdı ülkeyi
Hiçbir kafiyeye bağlı kalmadan
En devrik cümleleriyle
Soru işaretlerinin altındaki cevaplarla
Yaşayabilmek adına
O şairdi
Doğruları yaşatmak için
Yaşlanmak lazımdı üzülendi
Aşık olmamalıydı
Aşk şiirleriyle uyandıramazdı halkını
Her sevgiliye giden kelimeler
Ardındaki düşünceler
Engel olamayışlar
Ağlamalar ardından
Yemin etmeler
Aldanmamak adına hiçbir
Deniz mavisi göze
O şairdi
Tek aşka boyun eğdi kelimeleri
Ve gidenler geri dönmedi
Bir kadeh daha içti Abbasın yerinde
Kendi adına kaldırdı bu kez