Adı Eylüldü
Hazandı
hüzün kokardı...
Kandil ucunda umut
Işığı karaydı...
Yaz sonrası
Hicran ertesi
Gözlerimin sebilinden
yüreğime düşen ahtı...
Kurak yazlarımın çorak toprağı
Yüreğimin susuz kalmış örtüsü
Mevsimsiz saçıma düşen ak
gözyaşımın sesine
ses olan segahtı...
Kasım kadar soğuktu
Bir vedaya el vurmadan gidişi
O eller ki şimdi
Uzak ülkeler diyarı
Elleri gurbet
Dokunmadı hiç hasretime
Yüreğimin ateşini yakan elleri
Kimbilir şimdi nerde?
Hangi aşkın tenine dokunmakta sevişi....
Unuttu mu beni
Kapattı mı bu sevdanın defterini
Yoksa onda mıyım hâlâ
Bende olduğu kadar...?
Sözleri ondan kalma
okumaya kıyamadığım bir masaldı..
Gitti...!
Ben hâlâ yokluğuna düştüğüm yerde
Hayaliyle yorulan yürek...
Elleri soğuk şehirlerimin
Ona yıkık tüm sokaklar
Kaldırımlar sessiz
Kaldırmlar kimsesiz...
Aşk yıkıntısı
Düş kırıntısı...
Yüreğimin şafağında asılan
uykusuz kirpikler
Gecenin yüzünden düşen
Yalnız gölgeler
Ağlamadı bana
Ona ağladığı kadar...
Kendime yandım Ona kor oldum
Kül oldu içimde çaresizlikler...
Zaman sustu
Yokluğunun değdiği her anıma
Takvimler sakladı anılarını
geleceği güne kadar
İçimde yedi uyuyanlar...
Yüreğim dağıldı ardından
Ten ayazda
Ellerimde ise
Sahipsiz kaldı şiirler
Ağladı son kez
Gelmeyecek beklenene...
14.09.2011
ARZU KARADOĞAN