ebruli yakamozların sağanak düşümü
kırılgan yıllarım gibi zamansızım
delişmen gözlerine
duyumsanamayan evren gülüne kokuşlu
kekik iksirli kum tanelerine adak
zeytin yaprağı hışıltısına kırmızı
bir dirhem benliğim
soyunabilsem karabasan korkularımı
kanatlansam yalnızlık abidesi tüneğimden
kutsal mabedine konsam sevgili
korunaklı mihrabında beş vakitsiz nefeslensem
sonsuzluğu
beklenen perdesi henüz açımsız
gülümsemenin
kumpanya sahnesinde tefrikasız gölge oyunu
kavuşumsuz tiradında uykusuzum gecenin
serapsız ezgilerin suskun serenadında
pus kusar dilim
canhıraş düşürürüm mutluluk düşlerimi
hercai renklerime duyumsuz paletim
ilmek ilmek özlem dokur
korunaksız serpilir volkan külü tuvalime
çığlık yağar imgelerim
prangalı dokunuşum ipeksi
kıdemli kahır işçisiyim dönüşümsüz yaşamın
uzağına düşsem de armağan ettiğin yıldızımın
esintili yelelerine tutunup seğirten galaksinin
tutkulu sokulurum yürek dehlizlerine
ahtapot kollu anı toplarım körfez akşamının
yitik siluetinden
adım kutlu
sızım sen
adımsızım nur parem
tadımsızım kendime
(İda akşamlarına...)
22 Temmuz 2009 İstanbul
Murat Aydın Doma