Akıl Almaz Zamanlardan Çıkıp Gelen...

/ / seslenmeseydin kuytulara sen / kalbi kırık o çocuk / unutulmuş ninniler gibi / yankılanıp duracaktı meleklerin yüzünde / uzanmasaydı köşelere ellerin / bir saka ölecekti içini çeke çeke

yazı resim

seslenmeseydin kuytulara sen
kalbi kırık o çocuk
unutulmuş ninniler gibi
yankılanıp duracaktı meleklerin yüzünde
uzanmasaydı köşelere ellerin
bir saka ölecekti içini çeke çeke
moraracaktı çocuğun elleri, ayakları
bırakılmışlığı üşüyüp duracaktı

senin şehirden kaçışların olmasaydı
çirkef ve çıkmaz sokaklardan
o başka dünyaları özleyen yanın olmasaydı
olmasaydı gül kokulu kanatlarınla çırpınışların
gece, ıslak toprakları bürünecekti çocuk
pencerende tükenen soluğunun buğusu kalacaktı
alışkın olmadığın bir keder gezecekti yüzünde
her heyecanlı arzularının ardında
huzursuz bir yağmur öncesi karanlığı duracaktı
bilinen hiçbir ayrılığa benzemedi bizimkisi
aynı anda ürpertiler biriktirdik seninle
ben unutulan hisli bir şarkı gibiydim dağlarda
sen şehrin gürültüsünde bir pınar sesi
kaybolsaydın kibirli asvalt caddelerde
ölüm olacaktı bu şarkının bestecisi
açmadan solacaktı bütün çoçukluğum
annemin 'mürüvvetin oğlum' diyen sesinde

o kadar dışındasın ki dünyanın ve her şeyin
abartmakla bile mümkün değil seni kavramak
nasıl tanımlanır aşkın içinde kaybolduğu bu duygu
mesih dokunuşu gibi bir şey seni tanımak
odalarını geziyorum senin gizlendiğin köşeleri
ellerin gibi beyaz duvarların, ışıldıyor
çocuklar oynuyor bahçende öyle sevecen öyle sıcak
gökyüzüne yeni düşen yıldızlar gibi her biri

sensizlik, ısrarsız bir direnişti hayata,
sahteliğe, yalana, düzenbazlığa,
saman alevi içi boş sevdalara
sözde mertliklere
yeminlerle büyütülmüş kalleşliğe
sensizlik yalnız kalmaktı kalabalıklar içinde
kayıp bir çocuk bağışlamak gibiydi kimsesizliğe

ıssız kuytularımda şimdi panayırlar kurulu
gelip tüm ışıklarımı yaktın sen
görebilsen içimdeki sevinci ve huzuru
kaç bahar sokulu yüreğimde bilsen
ey! boynumun borcu
ey! akıl almaz zamanlardan çıkıp gelen
apansız açan çiçeklerimin burcu.

Başa Dön