Alınganlık Üzerine Düş'sel Felaketler (3) (Güncel Sapmalar)

yazı resim

Çisil çisil yağdı yağmur gün boyu
sokağı, caddeyi temizledi aklı sıra,
kirlerinden arındırdı meydanları
ulularına irilerine yağdı ağaçların hepsinin

sabahtan beri çisil bir ses ile yağdı yağmur
damlalarını izledim havadayken
yere değişlerinde nağmelerini dinledim sonra
acılarıda alıp götürüyor mu diye
baka kaldım ardından mazgala akan yağmurun

yok yok , öyle acı falan aldığı yoktu
sadece çöp, kir temizledi sokakta
acıların üzerindeki kirleri aldı biraz
artıklarını yüreğime bırakarak
vardı mazgala

sabahtan huzursuz uyandım zaten
başımda bin ağrı
yılların acıs ile
göz kapaklarımın çapağını bile temizlemedim saatlerce
saatlerce
bak-a kaldım dolmabahçe sırtından boğaza

akıl yordamımın uyanmasını bekledim
martı çığlıklarında
dalga seslerini duyarmıyım diye uğraştıkça
vurdu yüzüme çığırtkanların avazı

kalktım ardından
yol aldım uykusuzluğumdan artık
çapaklarımı biriktirdim günlerce üzerime kalan uykusuzluğumun hatrına
yaralarıma pansuman yapmak için
sokağa çıktım ilk'in
ardıma bakmadan saatlerce yürüdüm
akıttım dertlerimi mazgallar üzerine
akıttım gençliğimi

özlemleri an'dım
aklıma aldım
ana'mı andım baba'mı
kardeşlerimi, dostlarımı andım
hasret kötü şey onu anladım

yine açtım kazım'ı
bu aralar beni dinlendiren sesi hissettim yüreğimde
eve vardım kaldırım çizgilerinden koşar adım kaçarak
dışarısı kir, dışarısı özlem, dışarısı hasret diye

aklımı toparladım,
uykusuzluğumu aldım yanıma uzandım.......

derin bir sessizlik kapladı yüreğimi
duyamaz oldum sesleri
nefretleri an'maz oldum
anı'larımı depreştirmeden uykuya daldım

bir an soluksuz kaldım
yüreğimin susuz kaldığını anladım
kalktım
su serptim yüreğime
karadenizin hırçın dalgasından
açıldım
ufkumu açtım
gözümü açtım
kalktım toparlandım

hiç mi düşünmedin sen!
hiç mi bilemedin sen dedim kendime
acımadımı hiç yürekler yüreğinde
özlemler kalbinde
sorguladım zaman zaman kendimi
aldım götürdüm yüreğimi

kaçak dövüştüm içimde
yüreğim ile kalbimi karşılaştırmadım
Bilemedim yürek denilen kalpte mi diye
yoksa kalp mi yürek diye

kavram karmaşasında bekledim bir müddet
rahatlattı bu beni

ardımda bıraktığım yalnızlıklarıma üzüldüm sonra
bir sigara yaktım
derinden
en derininden çektim nefesimi içime
yağmuru izledim saatlerce

içeriye süzülen o sert havanın üşüntüsü geldi üzerime
titredim
bir sargıç aradım kendime
sarılacak bir kendim aradım kendimde
ama bırakmıştım seni içeride

zor geldi kalkıp gitmek yamacına rüzgarın
rüzgar geldi yamacıma benim
titretti titrek yüreğimi daha bir feci
daha bir feci içim acıdı önce

az önce düştün yüreğime
hücrelerimden süzülüp
aktın beyinimin mazgalından içime
ısınmadı içim
ısınmadı
acıdı yüreğim
acıydı...

daha kaç damla izliyeceğim gözümden yanağıma akan bilmiyorum
acılarımı toparlayıp
kaç sevda yakacam sigaramdan bilmiyorum
bilmiyorum dökülen küllerin arasında kaç sen! yanıp kül oldu
kaç kere oldu
bilemiyorum...

Özlemim var yarınlara
güzel yarınlara
düşlerimin aydınlığına kavuşanlara
bana, sana, biz'e, siz'e
özlemim var

ve bir sigara daha yaktım sabaha
yağmur dinmişti artık
soğuk hiç bukadar soğuk olmamıştır yüreğimde

sabah olacak birazdan
hadi kalk dedi diğer yarım
yarım yarım kelimeler kaldı aklımda tamamlayamadım
kalk git dedi
seni özleyene
senin özlediğine
varamadım...

varamadım, katamadım kendimi yollara
sevemedim ben seni doyasıya......

Başa Dön