Bana sevmeyi öğret
Bin defa, on bin defa gülmeyi.
Bu akşam şehir kara bulandı,
Gök kara yer beyaza boyandı.
Sevgili gel hadi.
Yağan karla birlikte gel.
Ayırt etmek zorunda bırak seni kardan
Rüzgarını aksettir yüzüme
Gamzelerimi görmek istiyorsan
Ve bıkmayacaksan gülüşümü görmekten gel.
Dinlediğim şarkıların bir anlamı olsun
İçtiğim çayın bir tadı
Uykularımın bir huzuru olsun.
Gel de anlatayım sana rüyalarımı
Uzamış sürgünümü göstereyim sayfalar dolusu
Bir adam gör gel de.
Geceleri masa başı uykuları olan
Bıkmadan, usanmadan bekleyen
Ve umudunu yitirmeyen genci.
Anlatayım sana yitirilmiş zamanın
Acılar getirdiğini
Ve avuçlarımdan kayıp giden
Sevgilinin uzaklığını.
Durmadan ufalttığın beni
Ve senin uzak ülkelere gönderilişini
Seni görmenin nasıl bir mutluluk olduğunu
Sesini duymanın bahtiyarlığını yazayım şiirlerime.
Gel de durdur hüznü yazan kalemimi
Ve dindir karalanmaktan bıkmış kağıtların acısını
Gel de geç kalınmışlığın acısını yaşama sakın.
Kızılay’ da ‘ bir tek sen’ diye bağırışımı
Ve konuşamadığımı hiçbir kadınla
Sevemediğimi erkekçe
İçimdeki çocuğu canlandır bir tek nefesinle
Gamzeni göster bir tane de olsa.
Sevgili gel de yıldızlarla konuşalım
Bir yol alalım Ankara sokaklarında bu akşam.
Bir kardan adam yapalım, adını ‘biz’ koyalım.
Yağan kar dinmeden, ay terk etmeden
Güneş gülümsemeden,
İnsanlar uykularından dirilmeden gel.
Vakit çok geç olmadan,
İçimdeki çocuk ağlamadan ölümüme gel.
Hadi Ankara’ ya kar yağıyor
Gök kara, yer beyaza boyanıyor.
Karlar erimeden, vazgeçmeden sevmekten gel...
.