anlık hafızasızlıklar
ince belli aşklardan geçiyoruz
yok sayarak iklimleri bir başka mevsime bedelleniyoruz…
bir parça aşktan öteye geçmiyor tutkumuz
yok ederek arzuyu eski bir sevgiliye kızıyoruz.
teğet geçen aşklardan tıkanıyor damarlarımız
görmeden içi olmayacak sevdalara tasalanıyoruz
nabzımız hızlanıyor korkularımızdan
bir adı ezberlemeye varmıyor dilimiz
baştan aşağı ıslanıyoruz yağmazken yağmurlar, hani…
kırmızılar dökülürken ardımızdan
bir mavinin kamburunda nefes almaya çalışıyoruz..
yok oluyoruz sonrasında fark etmeden kendimizi
anlık bir nefesle dirilirken biz
kaçıncı cinayettir işlenen , bilmeden
sözler kalıyor sonrasında geriye tek tanık affetmeye
başka bir ikileme…
baştan aşağı kokuyoruz, yabancı tenlerden sıyrılıp
beş para etmiyor kızgınlıklarımız…
ikili şehirlerde enkaz yığınları
yarınlara gözü açık gidiyoruz.
yarı kapalı kapılar arkasında fısıldaşan eski aşklarımıza inat susuyoruz
ne büyük yanılgı, geç kalmış farkındalık…
hani yaz geliyor ya
haziran… temmuz… ağustos…
güneşsiz bir eylüle yol alıyoruz , aynı…
bir anlık hafızasızlıktır olsa olsa
masal olmuş yok olmuş tüm romanlar , son uykular
yarım kalmış olmamış eksik şiir, bitmeden sayfalar
baştan aşağı hayat sonrasında…
Anlık Hafızasızlıklar
Kırmızılar dökülürken ardımızdan Bir mavinin kamburunda nefes almaya çalışıyoruz