Aşk...

yazı resim

Bir gün batımında Medine sokaklarında yürümek.
Bir çocuğun tekerlekli ayakkabısıyla Mescidi Nebevi bahçesinde kayarken ki tebesümünde kaybolmak...
Yetmişlik ihtiyarın akşam namazına, otuzluk gençler gibi koşmasını seyretmek..
Bir gencin,Mus'ab gibi hayırda yarışan bir gencin, tekerlekli sandalyede önceden hiç tanımadığı bir dedeyi mescide götürmesini anlamak..
Bir gün batımında Medine sokaklarında yürümek..
İşte böyle bir şey demek;
Aşk böyle bir şey..
Ve aşk;
Pervane gibi..
Pervane gibi Mekke-i Mükerremede dönen insanların ,Mescidi nebevide sükutunu, hüznünü anlamak.
Sesimi biraz yükseltirsem incinir diyerek, hatta korkarak ama huzur içinde Ona yakınlığın tebessümüyle tahiyyatül mescid namazı kılmak.
Ve telaş;
Ravza-ı Mutahhara,
Yerin altı bu kadar mı değerli olur ve hangi gönül istemez yerin altında olmak.
Ona bu kadar yakınken Onu görememenin hüznü, ve Ona olan özlemin müthiş yangını.
Bir cennet bahçesi seni bekliyor,
Acele etme,
Sessiz ol,
Adımların sessiz olsun,
Öyle ki Abdulhamit hanın Haremden Medineye gelen tren yaylarını ses çıkarmasın diye keçeyle kaplaması gibi.
Öyle sessiz ol ki;
Kalp atışını duy..
Sahabelerin Onun adı anılınca kalp atışlarına hakim olamayıp elini kalbine götürmesi gibi sende götür elini garip yüreğine.
Ve yeşil direkler, cennet bahçesi ;
Namaz..
Miraç..
Dua..
Sen.. Ya Muhammed, varlığımızı değerli kılan sen..
İşte böyle bir şey demek;
Aşk, böyle bir şey..

Başa Dön