Eylülün ilk günleriydi
Dalından düşen bir yaprak
gibi düşerken yüreğimden
anlaşılmaz yalancı bir bahara
daha veda zamanı gelmişti
fakat baharlar yine gelirdi
ya sen bir daha gelir miydin?
mümkün gözükmüyor
geride
bıraktığın bir damla gözyaşı ve
iki satır mektupla.
Göçmen kuşlar gibi çekip gittin
apansızca ve acımasızca.
Eylülün ilk günleriydi
yüreğime de
güz aylarının geldiğinin habercisi.
Takvimlere yüzyılın unutulmaz
bir günü olarak geçecek,
günler günleri kovalayacak
zaman su gibi akacak
ama ben acılarımdan
geçen zamana aldırmayacağım.
Göz yaşı dökmek için,
yağan yağmurları bekleyeceğim.
Gururumu asla
yerlere düşürmeyeceğim.
Eylülün ilk günleriydi
kalp krizi geçirdiğim zaman.
Gözlerimi açtığımda sadece seni aradım
yanımda olmanı bu kadar çok istediğim
başka bir zaman hatırlamıyorum.
Neden uyandım ki bu rüyadan?
Ama sana kim söylerdi ki bunu
Kahrımdan yataklara düştüğümü.
Duyarsan bir kez daha yıkılmaz mıydım?
Alay etmezler miydi benimle
Bir kız için yataklara düşmüş demezler miydi.
Olmaz değil mi ?
Lanet olası şu gurur bir anda yerlere atılabilir miydi ki
Eylülün ilk günleriydi
sensizliğe alışacağım diye yeminler ettiğim
başka bir sevgili bulmaktı gayem seni unutabilmek için
ama her gördüğüm kişide seni arıyordum
hayat sensiz çekilmiyor biliyor musun
yokluğun kara kıştan da beter ama
nasıl anlatırım ki bunu sana.
Eylülün son günleriydi
hayata, sana veda ederken,
bu yazdığım son şiir
söylediğim son şarkıydı.
Gurur ve aşk mahşerin iki atlısı
hep mutlulukla biterdi aşklar
Öyle öğrenmiştim izlediğim filmlerde.
Ama bu kez öyle olmadı
Bir eylül akşamında yerin asla dolmadı.
Doğan ORMANKIRAN