Aşk yaratıcı gücün eşyaya zuhur etmesiyle meydana gelmiştir. Aşk insanı huzura hazırlar. Dil ile aşk söylemek kolaydır. Fakat; aşık olmak zordur. Cafede, parkta, bahçede, el ele tutuşmayla aşk yaşanmaz. Ancak aşk, insanın canı alıp bir takım farklılıklardan geçirmesidir. Aşkın timsali olmuş kişiler; Leyla ileMecnun, Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı vs. kişilerdir. Sevgi gerçek manada olunca; muhabbet, aşk ve sevgili doğar. Aşkın merkezi gönüldür. Aşk gönülde doğup büyür. Bu aşıktaki gönül nedir, nasıl bir şeydir ki efsaneler yaratsın, dilden dile dolaşsın?
Gönül; aşığın hasretidir, hicranıdır, elemidir. Hepsi de gönülde yer alır ve aşk gönülde konaklar. Gönül zaman zaman aşığın yola çıkmış bir göçüdür, sevgiliye kavuşma arzusundadır. Zaman zaman hüzün, zaman zaman nesnedir aşk.
Gönül hayattır, hayatın merkezidir. Gönül ömürdür. Kalp durduğu an ömür biter öyleyse gönül varlığın, aşkın sebebidir.
Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcumdan tabîb
Kılma dermân kim helâküm zehri dermânundadur
Fuzuli
Fuzuli’nin de dediği gibi aşığın gönlü yaralıdır, hastadır, o yaranın merhemini ararlar ama gönül yarasının merhemi bulunmaz.
Gönül çalab’ın tahtı
Çalab gönüle baktı
İki cihan bedbahttı
Kim gönül yıkar ise
Yunus Emre
Gönül her zaman için ön plandadır. Arkadaşlıkta da sevgide de, aşkta da…
Yunus Emre’nin de dediği gibi; gönül saraydır, tahttır. Bu gönül tahtında o gönlün padişahı oturur. Oturduğu tahttan hükmeder. Gönül taht olunca aşk sultanıda gönüle hükmeder. O padişaha ne yanlış yapılır, ne de padişahın kalbi kırılır.yoksa iki cihanda da huzur bulanmaz.
Gönül bir ev gibidir. Göğüs kafesi de bu evin katmanları gibidir. Gönül göğüs kafesinde, kişi ise evinde gizlidir. Her evin muhakkak bir sahibi vardır. Gönül evinin de sahibi sevgilidir. Evimize sahip çıkalım, evimizin sultanını incitmeyelim.