Atalarımızı Taklit mi Etmeli, Yoksa Allahın Yolunu Mu İzlemeliyiz?

İslam, bir din olmanın ötesinde, insanın hayatını şekillendiren ve ona gerçek anlamda huzur ve mutluluğu vadeden bir yaşam biçimidir. Ancak, bu dini anlamada ve yaşamada toplumlar zaman zaman kendi geleneklerine, göreneklerine ve atalarının izlediği yolları baz almışlardır. Kuranı anadilinde okumaktan, dinin özüne dair sorgulamalara kadar bir dizi yanlış anlamalar ve sapmalar zamanla halk arasında yaygınlaşmıştır. Bu durum, özellikle atalarımızın yaşadığı dönemin etkilerinin bizim din anlayışımıza nasıl yön verdiğini ve bunun ne gibi sonuçlar doğurduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır. Şuara suresindeki ayette belirtildiği gibi, atalarımızı "atalarımız böyle yapıyordu" diyerek takip etmek, doğru yolu bulmamızı engelleyebilir. Bu yazıda, atalarımızın din anlayışının doğru olup olmadığını sorgulayıp, bizlere düşen sorumlulukları ele alacağız.

yazı resimYZ

İslam, bir din olmanın ötesinde, insanın hayatını şekillendiren ve ona gerçek anlamda huzur ve mutluluğu vadeden bir yaşam biçimidir. Ancak, bu dini anlamada ve yaşamada toplumlar zaman zaman kendi geleneklerine, göreneklerine ve atalarının izlediği yolları baz almışlardır. Kuranı anadilinde okumaktan, dinin özüne dair sorgulamalara kadar bir dizi yanlış anlamalar ve sapmalar zamanla halk arasında yaygınlaşmıştır. Bu durum, özellikle atalarımızın yaşadığı dönemin etkilerinin bizim din anlayışımıza nasıl yön verdiğini ve bunun ne gibi sonuçlar doğurduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır. Şuara suresindeki ayette belirtildiği gibi, atalarımızı "atalarımız böyle yapıyordu" diyerek takip etmek, doğru yolu bulmamızı engelleyebilir. Bu yazıda, atalarımızın din anlayışının doğru olup olmadığını sorgulayıp, bizlere düşen sorumlulukları ele alacağız.
Kuranın bir rehber olarak insanlara sunulduğu bu dünyada, atalarımızın nasıl bir din anlayışına sahip olduğu, onların hayatlarını nasıl şekillendirdiği sorusu, zaman zaman İslam toplumlarında derinlemesine sorgulanmamıştır. Atalarımız, belki de zamanın etkisiyle veya kendi anlayışlarının sınırlı oluşuyla, Kuranı doğru şekilde anlamamış ve bu yanlış anlamalar topluma yayılmıştır. Onlar, putperest bir toplumdan kalma gelenekleri, mezarlık ziyaretlerinde ölmüşlerine dua etme, türbelerde yatan evliyalara dua etme gibi sapkın inançları sürdürmüşlerdir. Ancak, doğruyu arayış içinde olmadan, sadece atalarından öğrendiklerini taklit etmek, bir toplumun gerçek anlamda İslamı yaşamasını engellemiştir. Atalarımızın, Kuranı doğru şekilde okumamaları ve anlamamaları, günümüzde hala etkisini hissettiren bir sorundur. Kuranın Arapçadan Türkçeye çevrilmesi ve doğru anlaşılması, İslam toplumlarının doğru bir şekilde dinlerini yaşamaları için son derece önemli bir adımdır. Ne yazık ki, birçoğumuz, atalarımızın aksine, Kuranı anadilimizde okuyarak ve onu anlamaya çalışarak gerçek İslamı keşfetmek yerine, bazen onları taklit etmekte ve kendi din anlayışımızı geliştirmekte zorluklar yaşamaktayız. İşte tam bu noktada, atalarımızın din anlayışından sıyrılıp, Kuranın rehberliğinde bir yaşam sürme sorumluluğumuz ortaya çıkmaktadır. İslam, insanın Allaha ve Onun emirlerine teslimiyetini esas alır. Fakat, toplumların zamanla geliştirdiği yanlış inançlar ve gelenekler, Allahın doğru yolundan sapmalarına neden olmuştur. Bu bağlamda, atalarımızı taklit etmek, doğruyu bulma adına bir adım değildir. Çünkü, atalarımızın yaptıklarını körü körüne takip etmek, aslında onların hatalarına düşmemizle sonuçlanır. Kuranda bu durum açıkça belirtilmiştir: Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar." (Furkan 30) Bu ayet, ataların yolunun terk edilmesi gerektiğine, Allahın bizlere sunduğu Kurana sarılmamız gerektiğine işaret eder. Eğer bizler de atalarımızın yanlışlarını kabul edersek, doğru yoldan sapmış oluruz. İslama giden yol, atalarımızın yolundan sapmayı gerektirir. Nebimiz Muhammed ve diğer elçiler, atalarının yanlış inançlarından ve pratiklerinden saparak doğru yolu gösterdiler. Tıpkı Nebimiz İbrahimin putlara tapan kavmine yaptığı sorgulamalar gibi, biz de atalarımızın yanlış bildikleri din anlayışlarını sorgulamalıyız. Kuran, atalarımızın yolundan gitmenin, doğru yolu bulmamızı engelleyeceğini açıkça belirtir. Ve dedi ki: 'Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı? Ya da size bir yararları veya zararları dokunuyor mu?' Hayır' dediler. (Şuara Suresi 71-74) Burada, atalarımızın yanlış inançlarını terk edip, yalnızca Allaha yönelmek gerektiği vurgulanmaktadır. Sonuç olarak, atalarımızın din anlayışını, halk arasında yerleşmiş olan geleneksel inançları ve uygulamaları sorgulamak, İslamın özüne daha yakın bir yaşam sürmemizi sağlayacaktır. Atalarımızın yaptıklarını sadece soy bağına dayanarak taklit etmek, bizi doğruya götürmez. Allahın yolunu, Kuranın rehberliğinde doğru şekilde anlamak ve yaşamak, bizlere hem dünyada hem de ahirette gerçek huzuru getirecektir. İslama giden yol, ataların yolundan sapmayı gerektirir; zira sadece Kurana ve Allahın emirlerine uyarak gerçek İslamı bulabiliriz. Bu nedenle, atalarımızı boş verin, Kurana ve Allaha sarılın.

Başa Dön