Ayışığında Bir Temmuz Gecesi (Dördüncü ve Son Bölüm)

Küçük tüpün üstündeki çaydanlıkta kaynayan su taşmış, tüpü de söndürmüştü Koca Kız, ilkin gazı kapatarak demliğe çay koydu, üstüne de kaynar su ekleyerek çayı demlemiş oldu. Ocağı yeniden ateşleyerek, demliğin altındaki büyük çaydanlığa su ekledikten sonra kaynaması için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyordu Koca Kız, tam karşıdan Uyuz Ümmet tin yüzüne dönerek, Sen hiç lafa ortak olmadın Ümmet! dedi. Hiç ara vermeden yeni konuya geçti Koca Kız: Ümmet ne oldu sağa? Yüzünde bet beniz kalmamış kele! Gel çıranın dibine, kendin bak! dedikten sonra, Ümmet in elinden yapışarak gaz lambasının yanına çekerken: Lamba camının arkasında değirmi yer aynadır; iyi bak yüzüne! diye sürdürüyordu konuşmasını

yazı resim

Uyuz Ümmet, yerinden ağır ağır doğrulurken, Koca Kız, Halime ye seslendi: Haydi kız, çarçabuk bir çay kaynat, Allah ne verdiyse, ortaya bir sofra at! Söze Halime de karıştı: Gel hele Ümmet Emmi; elimiz, yadımız gibi geriden durup durun, gir içeri. dedi. İçeride gaz lambası yanıyor, yan yana iki yatak serilmiş dağınık duruyordu Bir yatak sığacak kadar da yer ancak kalmıştı. Bir sekmende, kap, kacak, testi ve plastik öteberi sıralı duruyordu Koca Kız, Halime ye çıkışır gibi: Hemencecik topla şunları, zatı sabah olayazdı, bundan kelli yatacak değeliz ya! dedikten sonra, çaya, sofraya ben bakarım. diye bitirdi sözünü. Halime, yatakları toparlayıp katlarken, Biz kadın başımıza gündüzün suyu alamıyoruz; doluşuyorlar suyun başına, bize de geriden bakmak kalıyor! Biz de geceleri sulamaya çabalıyoruz korka korka! dedi. Koca Kız, Halime yi destekler gibi söze karıştı: Bu gece şansımız varmış da, sen bittin başımızda hiç yoktan! Bir erkek olaraktan senin gölgen yeter!... diye. Ümmet, hiç konuşmuyordu.. Kısa bir sessizlikten sonra Halime aldı: Allah seni çoluk uğuna bağaşlasın, Ümmü abama bağaşlasın! dedi.
Küçük tüpün üstündeki çaydanlıkta kaynayan su taşmış, tüpü de söndürmüştü Koca Kız, ilkin gazı kapatarak demliğe çay koydu, üstüne de kaynar su ekleyerek çayı demlemiş oldu. Ocağı yeniden ateşleyerek, demliğin altındaki büyük çaydanlığa su ekledikten sonra kaynaması için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyordu Koca Kız, tam karşıdan Uyuz Ümmet tin yüzüne dönerek, Sen hiç lafa ortak olmadın Ümmet! dedi. Hiç ara vermeden yeni konuya geçti Koca Kız: Ümmet ne oldu sağa? Yüzünde bet beniz kalmamış kele! Gel çıranın dibine, kendin bak! dedikten sonra, Ümmet in elinden yapışarak gaz lambasının yanına çekerken: Lamba camının arkasında değirmi yer aynadır; iyi bak yüzüne! diye sürdürüyordu konuşmasını Uyuz Ümmet, aynada kendisini tam göremedi ama, göreceğini görmüştü!... Buna benzer karmaşık duygular içinde bunaldığı zamanlar olmuş, ipe sapa gelmez davranışlar içinde girdiği ve bu durumdan kurtulunca da, pişmanlık duyduğu da çok olmuştu Ama, daha önceleri hiç olmadığı kadar kendisinden utanmıştı, kendisini yarım yamalak aynada görünce!... Gaz lambasının yanından ayrılırken, Çay oladursun, ben hemen geliyorum! diye çıktı damdan Bu sırada sabah ezanı duyuldu, güya sabah olmuştu! Bu saatlerde okunan ezana, Çukurova da ırgat ezanı, denirmiş çok eskiden. Irgatlar, kalkar, giyinir, tarlada işbaşı yaparlarmış, daha gün ağaracak!...
İki yaz mevsimi boyunca, aklına estikçe geceleri teptiği bu yolu ilk kez bu denli hızlı katetmişti Eve gelince kapıyı sessizce açtı. Ay, Cavlaktepe ye iki adam boyu kadar inmiş, ayışığı, küçük pencereden içeri akarak yorgun bir aydınlık sağlıyor, ama gene de karanlık sayılırdı içerisi. Işık yakmadı. Kapının ardında iki dakika kadar duralayarak gözünün karanlığa alışmasını bekledi. Şimdi eğreti bağ damının için daha iyi seçilebiliyordu. Kendi yatağı, her zamanki gibi tek kişilik ranzada hazırlanmıştı. On iki ve dokuz yaşındaki iki oğlan çocuğu birbirine yakın iki küçük yer yatağında yatmış uykudaydılar Anne Ümmü Gülsüm ve en küçükleri olan altı yaşındaki kız çocuğu aynı yatakta yatıyorlardı Ümmet, önce kendi yatağının üstündeki örtüyü açarak, yatıp üstüne çekmeye hazır duruma getirdi. Ama, kendisi yatmadı Sonra soyundu. Kızını örselemeden kucağına alarak kendi yatağına taşıdıktan sonra, üstünü örterek geri döndü. Bir süre, Ümmü Gülsüm ün nefesini dinledi O derin uykudaydı Sonra karısının yattığı yatağa girerek sırtı dönük uyumaya çalışırken, tan ağarmaya başlamış, ayın şavkı da zayıflamıştı Bitti

Yorumlar

Başa Dön