Özlüyorum
Dünde kalan umutlarımı
Dağları, denizleri, çayırları
Çay kokan yeşilliği
Güneş;
Bir başka doğardı Kaçkar’lardan
Aydınlıklar ruhumun gıdası olurdu
Belki yağmurlar yoktu hava sisliydi
Ama sen vardın dünyamda
İstediğim andı istediğim yer
En soğuk yellerin
Meltemlerden daha sevimliydi
Düşlerim vardı
Duygularımı coşturan hayallerim
Çoğu avucumda şimdi
Ama… Sen olmayınca
Bir gün
Hüzünler deryasına sokulmuştum koynundan
Ardıma bakmadan
Bütün emellerimi geride bırakarak
Bahar geldi ardından
Kuşlar ötüştü çiçekler açtı
Bizim çiçeklerimiz
Topraksız ışıksız susuz
Hep bizi bekledi
Yılların acısına sarıldım sonra
Sayfalar sarardı
Hatıralar küllendi bir bir
Takvimler eridi ciğerparem
Sen görmedin
Ben yaşadım bunları
Hüzünler doldurdu gecelerimi
Günler doğdu
Sen doğmadın hülyama
İstedim.. Çok istedim
Doğduğum yerde tekrar doğmayı
Ama hayır!..
Artık bekleme beni
Ben hüküm giydim ayrılığa
Sen gel yürek yârem
Martılar yuva yapmadan
Umut kapısı kapanmadan
Sen gel üstüme