Aysel Gel Başımda Kal - Nazire Denemesi -

.

yazı resimYZ

Attila İlhan üstadı rahmetle anıyorum.
Bu güzel şiirine bir nazire denemesi yaptım.
Umarım hatırasına saygısızlık ettiğim düşünülmez.

Aysel Gel Başımda Kal

Aysel gel başımda kal ben tam sana göreyim

Ölümüm ne zaman olacak bilemem

Hem ben efendiyim,aydınlığım ,fena yakışıklıyım

Aysel gel başıma istiyorum.

Benim yağmurumda gezinebilirsin serinlersin

Uyum sağlar gecelerim sarışınlığına

Uykularımı uyusan nasıl dinçleşirsin,

Her bir dakikamı yaşarsın.

Aysel gel başımda kal ben tam sana göreyim

Benim icin göster aydınlığını,

Hem ben efendiyim,aydınlığım ,fena yakışıklıyım

Islığımı denesen hemen anlarsın,

Gözlerim hızlandırır mutluluğunu

Güzel şehirlere götürür trenlerim.

Ya sevme ustalığını kazanırsın,

Ya umut biriktirmek yetisini.

Sevinçlerim iyice ve bol gelir sana,

Sevincim nasıl tutar sevincini.

Aysel gel başımda kal ben tam sana göreyim

Hem ben efendiyim,aydınlığım ,fena yakışıklıyım

Sevindiğim anda sen de sevinirsin.

Sonbahar uğultusu hiç duymayalım ki

İçimizden bir gemi kalkıp gitmesin,

Uzak yalnızlık limanlarına.

Uyumlu bir yolcuyum dünya geniş,

Büyük bir kalp içimdeki.

Sana doğru yolculuğum kesinleşmiş.

Sakın başka bir şey getirme aklına.

Aysel gel başımda kal ben tam sana göreyim

Ölümüm ne zaman olacak bilemem

Hem ben efendiyim,aydınlığım ,fena yakışıklıyım

Aysel gel başıma benim seni seviyorum...

------------------------
Attila İlhan gelince aklıma onun ölümünden sonra yazılan bir güzel
yazıyı da sizle paylaşmamak olmaz.
Yazarı,A.Hakan Çoşkun...

Saatli bombadır zaman an gelir Attilá İlhan ölür

Daha ne olsun:

‘Adım sonbahar' diyen şair, sonbaharda öldü.

‘Yağmur kaçağı' tuttu, yağmurlu bir günde kaçıverdi dünyamızdan.

Ama içimiz rahat.

Çünkü ‘büyük şair'in ölüme acayip hazırlıklı olduğunun bütün delilleri elimizde.

Anımsayalım:

Ne demişti ‘Diyalektik Gazel'de:

‘Büyük bir şaşaadır ölüm / Ebruli nurlarla gelir.'

İşte gördüğünüz gibi ebruli nurlarla geldi ölüm.

O zaman şu iki dizeyi da araya sıkıştırmanın tam sırası:

‘Ölmek kimi zaman rezilce korkuludur / İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur.'

Yani? Sorun yok... Ölüm için gerekli hazırlıklar çok önceden yapılmış. Şair kendini sağlama almış.

* * *

İyi, güzel de söyler misiniz...

Şimdi İzmir'in kederini, Karşıyaka'nın hüznünü kim dindirecek?

İstanbul ne olacak? Emirgan ne yapacak?

Aysel'i, Müjgan'ı nasıl zapt edeceğiz?

‘Ne kadınlar sevdim zaten yoktular' diye kim seslenecek?

Şairin ölümünden etkilenip kendilerini bir parça öksüz hisseden Paris cafelerini kim teselli edecek?

Fatih'te çalan yoksul gramofonu kim anlatacak?

Ayrılığı sevdaya kim dahil edecek? Kim ‘Sevmek için geç, ölmek için erken' diyecek?

O mahur beste çaldığında Müjgan'la kim ağlaşacak?

‘Vurdun kanıma girdin itirazım var' şeklindeki arabesk ama şahane dizeyi kim patlatacak?

* * *

Ne tartışmalar yapmıştık o şiirler için...

İçimizden biri ‘Ben sana mecburum bilemezsin' için ‘Şiirin en harika dizesi budur' derdi.

Hemen itiraz ederdik: ‘Adını mıh gibi aklımda tutuyorum' ondan çok daha iyi.

Şiire yeni başlayan her delikanlının kábusu olurdu o dizeler...

Çok bilmiş üstatlar, acemi şairlerin şiirlerine şöyle bir göz gezdirdikten sonra acımasızca yorum yaparlardı:

‘Sen Attilá İlhan'a mı öykünüyorsun? Şiirinde onun etkisi var. Bu sesten kurtulmalısın.'

Herkes ‘Aysel git başımdan' ya da ‘Felaketim olurdu ağlardım' gibi şiirlere hasta olurken, biz aykırı gider, ‘Emperyal Oteli' adlı şiiri ya da ‘Beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydüm' dizesini yere göğe koyamazdık.

Ama işte hepsi bitti.

Şairin dediği gibi: Elde var hüzün.

* * *

Ey delikanlılık çağlarında birkaç Attilá İlhan dizesi patlatarak Aysel'inden Müjgan'ına nice içli genç kızı kendine meftun etmeyi başarmış adamlar...

Yarın size ‘Nasıl bilirdiniz?' diye sorulacak..

Patlattığınız o dizeler karşılığında satın aldığınız aşklar hatırına...

Lütfen ‘İyi bilirdik' deyin.

Ve tertemiz aşklar için kullandığınız o dizeler için...

Ne olur Attila İlhan'dan ‘helallik' dileyin.

Başa Dön