Zihninde darmadağın kelime yığınları. Gölgede bekleşen cümleler. Susarsın, susarsın ve gittikçe ağırlaşır sessizlik. Hayat seni itekleye çarpa geçer. Kaçmak istediğin kendine mecbursun.
İçindeki medeniyet itaatkarı nöbette. Sayfa sayfa düzen, disiplin okutur sana. Kimin umurunda?.. Bilgin kaç edermiş? Değerin neymiş? Düzgün yaşasan, saygı duysan, dürüst olsan, yürek kalsan ne olur? Cevabı yangın sorular.
Yapamazsın. Sana uydurulan kalıbından çıkamazsın. İçindeki monologun son bulmasını ummaktan başka yapabildiğin sadece susmak.
Dışarıda panayır kurulmuş. İçinde dönme dolaplar, atlıkarıncalar. Aklın yüreğinin ucuna sımsıkı tutunmuş, kan damlar gözyaşından. Dudakların mühürlü, dökülmesin diye kelimeler. Kulaklarında hayatın hışırtılı nefes alışları. Zaman duvardaki saatten inip uzaklaşmış. İçindesin. Herkesin dışında, kendi güvenli y-alan hayatında
Doğrular ve yanlışların mayınlı bölgesinde. Eğilip bükülemezsin. Yargılanırsın. Piyonların sırasındayken, farklı olamazsın. Konuşamazsın. Susturulursun. Son değil. Sustukların bile yorumlanır.
Yasak bölgede var olamazsın. Tahmin edilenlerle anlaşılmaya mahküm, tek seçenekle sadece susabilirsin. Dilekler, arzular hatta umut tezgahlarda pazarlanır, sen yine de satın alamazsın. Başkasın.
Sana söylendiği gibi, gösterildiği yerde, istesen de istemesen de... yaşarsın.
Onurun, içinde muhafaza ettiğin bayrağın, henüz açılmamış mezarın başında. Hepsi geçer diye avunursun. Dudakların mührü kırıp aralansa anlamsız suçlamalarla taşlanırsın. Bakmadıkların, duymadıkların, anmadıklarınla sınanırsın. Sessiz kalmak yetmez. Konuşsan çıkmaz sokak. Bilmen yetmez. Görmen yetmez.
Sendelesen, hata. Dik dursan hata. İtaat etsen eziklik. Etmesen isyan. Ortalarda hayat.
Yalan, dolan. Kenarında sen.
Şşşşt...