Akşam atışı yok ki kalbimin. Gün doğdun ya ömrüme. Yaşlandı mı sapaklar, tek doğrultum? Sayende acı nedir unuttum. Daha şimdi yorgundum, ne oldu? Göz yaşlarımı nerelere götürdün?
Hayatın anlamını soruyordum herkese, sen tarif bile etmedin, direk verdin bana. Rüzgarları hiç yokmuşlar gibi, kuşları çok açmışlar gibi, sessizliği sensizlik gibi susturdun.
Senin için doğduğumu bilseydim, küfretmezdim zamana. Seni bulduğuma şükredeceğim, beni bulduğuna şükredeceksin. Bütün gerçekleri, ben içlerinden istediğimi seçeyim diye, önüme serdin. Bütün kötü dürtülerimi dindirdin, bitmez tükenmez sandığım yağmurlarım gibi. En iyi arkadaşım en kötü düşmanım gibi düştün. Tek duam senin kalkman oldu. Sanırım gözlerin dünyaya bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Ağlama! Beni de kimse fark etmiyor. Bizden sonrakiler benim de canımı sıkıyor. Öncekiler de sıkmışlardı zamanında diye düşünüyorum. Hala bugündeyken bugünü yaşamak istiyorum. Başkalarına yumuşaklığın bana diken gibi batıyor. Yarın da burada ol bana yeter. Eğer arkanda bir şeyler saklıyorsan ben hepsine razıyım.
Seni daha önce görmüştüm desem inanır mısın bana? İnanmanı isterim, rüyalarımda yabancı gibi değildin bana. Seni aradığımı söylemiş miydim sana? Söylemiş olmayı dilerim, eğer söylediysem gerek duymayacağım kanıta.
Acılar sadece gerçek, yalanlar bile yalan gibi artık. Bittilerin önünde bekleyen sendin değil mi? Uzlaşacak bir yanı kalmadı geceyle gündüzün. Tüm sıkıntıları küstürdün.
Amacın eş anlamının sen olduğunu bilseydim, amaçsız yaşamazdım bugüne kadar. Sen acının gözyaşlarıyla mı büyüyorsun? Her gün karanlığı biraz daha kapatıyorsun. Duyguların bittiği yerde yanımda ol ve gülümseyen gözlerinle bak yeter. Ben çığlıkların arasından geliyorum, daha fazlasını istemem. Eğer düşlerim sen olacaksan ben hepsine razıyım.