Bıçak Sırt

bıçak sırtı... ağır ağrı,,,, gece,,,,, virgül,,,, nokta koymuyorum,

yazı resim

Bıçağın sırtına ağır ağır yükleneceksin!
Ve üstüne yatacaksın inatlarının...
Öfkeni gömeceksin yeryüzünün en kuytu köşelerine
-ki kimse bulamasın-
kendine hiçbir zaman çevirmeyeceksin yüzünü bıçağın;
adamakıllı sırtını sıvazlayacaksın.
İnanmam diye düşünme hiçbir zaman!
Her yere yetişemez herhalde o da...
Tanrın tanrıdır gerçekten, amenna.
Ama sen onu da bıçağın keskin yüzü gibi görmezlikten geleceksin işte...
Mutlak, soğuyacaktır havalar;
Bitecektir kalemimin kudreti;
Yollarına çıkan umutsuzluklar çıkacaktır mecburen.
Ayrılıkların olacaktır!
Ama açılmamış kapıların “bir daha açılmaz” demek değildir.
Her günün sabahında yeni bir anahtarın olacaktır
Yeni bir kapıyı daha açmak için...
Yedinde neysen,
-emin ol- yetmişinde daha tecrübelisi olacaksın.
Belki o zaman,
Daha iyi anlayacaksın beni...
Erimiş asfalt yolların üzerini soğutmak için çabalamayacaksın öyle çok...
Bıçağın –bırak yüzünü- sırtını bile görmek istemeyeceksin;
İstesen de elin gitmeyecek artık.
Daha bir baklava tadında olacak senin için hayat,
Sirkevari bir karışım olmaktan çıkıp.
Yıllar geçtikçe;
Sayfaları aralamaktan hiç korkmayacaksın!
Kadere inanmayacaksın Allah’a havale etmediysen yaşamını.

Döktüre döktüre,
İmrendire imrendire,

HAYATI YAŞAYACAKSIN!

Bıçağı, mutfağın rafında bile barındırmayacaksın!

Başa Dön