Akreple yelkovanın isyanıydı. Akreple yelkovanın isyanı ne miydi? İşte şuan. Hangi an mı? Ne kadar da çok soru soruyor insan bazı zamanlarda kendisine öyle değil mi? Evet şimdi baştan başlayalım her şeye..mesela herkes söylenen her şeyi anlıyormuş gibi olsun ya da kimin ne anladığının kimsenin umurunda değil gibi olsun. Ve başladığı gibi bitsin bu sohbet..bu sayfada bitsin ve kaydedilme gerekliliği hissedilmeden kaydedilsin mi sorusuna hayır diyip herkes o yol ayrımından ya da köşe başından iki ters yöne doğru kıvrılsın. Yazılanlar da bir yerlerde kalsın. Ve bu giriş fazla uzamasın mesela.
Akreple yelkovanın isyanıydı. Ne birlikte olabiliyorlardı ne ayrı kalabiliyorlardı. Sıkıcı iki sevgili gibi ne zaman yan yana gelseler ters yöne doğru giderlerdi, uzaklaşırlarken de aslında birbirlerine bir başka yoldan sürekli yakınlaşmaktaydılar. Akrep bunu erken bir zamanda anlamıştı da yelkovan biraz haytaydı onun anlaması birkaç asır aldı. Anlamış olsa da akrepte de pek bir iş yoktu açıkçası. Sabırsız, fevri, sevgilisini zehriyle sokan kadınlar gibi sürekli çemkirerek bu durumu anlatmaya çalışıyordu yelkovana. Ve elbette başarısız oluyordu her seferinde. Fakat işte az önce ikisi de vazgeçti. Durdular. Şimdi birbirlerine bakıyorlar öyle boşboş, pek bir dolu. Anlamaya çalışıyorlar birbirlerini belki. Belki tutkusu bitmiş aşıkların ayrılma deklerasyonlarını birbirlerine yapamayıp da ilk kim konuşsa diğeri de onu doğrulayacak ve ardından “haha evet evet ben de zaten ayrılmayı düşünüyordum. Meğer ne kadar da çok kastırmışız canım.haha” diyecek gibi bir kaygan zeminde yer alıyordu zamanın iki kahramanı ya da yaratıcısı mı desek acaba: akrep ve yelkovan.
Kimlerin işine yaramadı ki onların bu şımarık kararları. Sanki bütün bir insanlık böyle bir vazgeçmeyi ya da vazgeçme hazırlığına hazırlıklı, ellerindekini bir başka dünyanın ellerine bırakıp kaçabilmeye antrenmanlı bekliyormuş.
Kimse itiraz etmemişti durmaya!
Ama nasıl da durdular. Durma anında kimse kimsenin gözlerine bakmadan yere sabitlemişti gözlerini. Birbirinin gözlerine bakan sadece akrep ve yelkovandı. Onların da gözleri yoktu.