Sari yapraklara ay dustu, gonlume hazan ve sen.........
Sen, iklimin kizil sevdasi,
sen ki eylul...
Kucuk bahcemden sararmis yapraklari incitmemek icin, hafif esen ruzgarin iniltisini dinliyorum. Gozlerim demir kapiya kilitlenmis ve sen, yoksun hayatimda!Kac yil oldu, kac mevsim gecti ustunden ayriligin, bu kacinci sonbahar bilmiyorum. Kucuk bahcemde adimlarken, guz yapraklarinin hisirtisi, gecenin musikisi oluyor adeta. Adimlarim bir terkedilisin resmi. Eskiden gucluydu yere basislarim; sefilleri oynuyor, dayaniksiz, ciliz adimlarim.
Veda vakti coktan geldi de geciyor, nedersin? Sen buna cok onceden karar vermistin. Ardinda aglamaktan kan canagina donmus bir cift goz, kirik bir kalp; huzn dolu biraktin.
Yillar gecti...
Yine sonbahar ve yine eylul!
Ama hálá o, kan canagina donusmus bir cift gozden yaslar akmakta. Elimde olsaydi.............
Simdiye kadar ne elimde oldu ki, bu olsun!
Iradesi tárumar olmus bir ulkeyim ve sen bu viranenin bas mimarisin!
Zorunlu bir gidis senin ki biliyorum. Ama matemdeki yuregim bunu reddediyor.
Ah eylul!
Gidisinin karamsar fotografi...
Hálá gece ve uyku nedir, artik tanimaz oldum. Veda vakti coktan geldi de geciyor ,nedersin? Ama sen buna coktan karar vermistin.
Ah, sari eylul,
huzun....
nereden bilebilirdim ki, ciglik cigliga calan telefonun gidisini haber verecegini?
Bana geliyordun,bir eylul sabahi cikmistin yola.
Ama acin geldi; bir gomlegin, yeni okumaya baslamis oldugun kitabin, bir de kucuk bir valiz, icinde hayata dair ne varsa, hepsi geldi...
Sen gelmedin!
Bir eylul sabahi olumun, o guzelligine bir opucuk kondurdugunu nereden bilebilirdim ki?
Sari yapraklara ay dustu, ayrilik dustu; gonlume hazan ve sen.
Ve sen yoksun, kucuk melegim, sen yoksun!
bir eylul vedasi
ayrilik nedir ? veda nedir? ve eylul butun bunlarin cevabini insanogluna bir cirpida verir....... belki de acimasiz , kaldirilmasi zor bir cevap bu nedersiniz?