Teyze: Annenin kız kardeşi, ana yarısı.
Dayı: Annenin erkek kardeşi.
Hala:. Babanın kız kardeşi.
Amca: Babanın erkek kardeşi
Yenge: Bir kimsenin kardeşinin, dayısının veya amcasının karısı.
Dede: Torunu olan erkek, büyük baba, büyük peder.
Babaanne: Babanın annesi.
Anneanne: Annenin annesi.
Anne: Çocuğunu dünyaya getiren kadın, ana, valide.
Baba: Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek.
Çocuk: Soy bakımından oğul veya kız, evlat.
Aile: Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik.
İse…
Kan bağı: Aynı soydan gelme durumu.
Aynı: Aralarında ayrım olmayan,
Ayrım: Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark.
Karşılaştırmak: Kişi ve nesnelerin benzer veya ayrı yanlarını incelemek için kıyaslamak, mukayese etmek.
Benzemek: Sanısını uyandırmak, gibi görünmek
Gibi: İmişçesine, benzer biçimde.
Biçim: Yakışık alan şekil, uygun şekil.
Uygun olmak: Sakıncalı görülmemek.
Sakınca: Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur.
Durum: Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
Toplum: Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet.
Çıkar : Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar.
Kazanç: Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü.
Para: Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit
Devlet: Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık.
Millet: Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus.
İnsan: İki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı.
Canlı: Canı olan, diri, yaşayan.
Yaşamak: Varlığını sürdürmek.
Varlık: Var olma durumu, mevcudiyet, yokluk karşısı.
Yokluk: Hiçlik…