İki ayrı bedende ki bendik. Bir noktanın anlamsızlığına benzedik. Kim bilir belki de hiçe anlam kattık. Hiç haberimiz olmadan, hiçi çoğalttık. Yan yana durduğumuz halde birbirimize uzak kaldık. Ne sen büyüdün, ne de ben, hep aynı kaldık.
Kuşun kanatlarıydık. Aynı anda hareket edecek, uyumlu olacaktık. Kısacası uyacaktık. Gökyüzünün sonsuzluğunda kaybolacaktık. Göçecektik. Kırılan olduk. Göçtük.
Kurulacak bir cümlenin, kelimeleriydik. Birbirini takip eden ve anlam katan cümlenin kelimeleri olacaktık. Virgülün soluk aldırmasında, soluklanacaktık. Sözlükte peşi sıra gelecektik. Benzeyecektik. Kurulmayı beklerken, kuruduk.
Kibrit kutusunun içindeki, kibrit çöpleriydik. Aynı kaderi paylaşacaktık. Yanacak olan bir yanımız olacaktı. Yandıkça da karanlığı aydınlatacak olan bir yanımız. Bir kerede yanacaktık. Yanmadık. Yanıldık.
Karşılık duran iki sokağın tabelasıydık. Birbirimizi görendik. Aynı yağmurda ıslanan aynı güneşle kuruyan ve aynı toza karışan. Yolunda gidecekti her şey, ikimizden birisi çıkmaz sokak tabelası olmasaydık.
Biz olacaktık.
Değişen bir şey olmayacaktı.
Oysa
Değişen bir harf oldu.
Siz olduk.
Bir o kadar uzak ve bir o kadar da soğuk.
Saat başı haberim. Ama benden habersiz olanların, haberi değilim.