Boz Veda

yazı resim

söz dizimi sırası geldi artık
sıralamaya koymadan özlemi
yalnızlığı bulmam gerek
nedir bu
burnumda iken en sevdiğim koku
sen kokulu zamanım
nedir bu
dilimde iken şiirim
adına bin yıl gem vurmadığım
tutulmayan bir duygunun
yüzüne zift karaladı hasret
zift karalığında

göz bozumu arası geldi artık
boz saatler yağmadan üzerime
gözümün önünde kör olmam gerek
neydi benim adım
adım üstüne işlenmiş adım(adın)
ben ben miyim senden kalan
sen nerdesin
ardında ruhum tarumar olan
hatırat sen kimse
ben kimim sen yokluğunda
kim var da
sen yok nefes darlığımda

kır otları yak mevsimi zamanı geldi artık
od sermeden mevsime
ağacıma kar küremem gerek
ben yangın mıyım
har içinde kor olan
yalın kalan zar mıyım
dar tavlada oynanan

kırp gözünü
dur zamanı oynama sırası geldi artık
elim yüreğim
göğsünde elim firar etmeden
son basamakta durmam gerek
ser’i kördüğüm uzun saçlarına
kement elim dağ sırtına
ne bahtiyar yürek
ne ihtiyar sen ile vakit
dur! Aralama yanar kirpiğin
ağlarsın

zor biçare
boz veda zamanı geldi artık
aşk isyanı hasret çığlığı
kulağı delgeç meden ayrılığa ser vermem gerek
boz saati zamanı
vedalar olmasın
bozar mı kendini fani zaman
aşık bozar ağlatır
bozmaz zaman çarkını
yakar da ağlatır kavurur
boz veda

Başa Dön