Bu biçim
Korkularımın kurbanı olmaktan korkuyorum.
bir sevda masalını yazması mı zor,
yaşaması mı, karalaması mı kestiremiyorum.
terazi kefelerinde eskimekten,
kendi ağırlığımı ağırlayamamaktan çekiniyorum.
günahları yüreğine ağlar örmüş;
çırpınıp, çığrışıp duran yasal bir kadının
cehenneminde hayat bulmaktan,
ömrünün çocuk yakası ve ergen kalesi kavgalarla işgallenmiş
illegal bir adamın kurduğu
yapay cennetin sınırlarındayım;
yasak elmayı yutmaktan,
edep yerlerine bakmaktan kaygı duyuyorum.
duyuyorum zihnimin çarpışan seslerini,
duyumsuyorum aşkın kalleşliğini.
telaşlarıma rağmen doyumsuyorum sevgiyi.
bir kucak huzur isterim,
köşe bucak karanlık sarar yerküreyi.
bir bir doğruları söylerim
ihanetler doğurur doğu güneşleri.
kinim yoktur,
biriktirip, didikleyip silmişliğim çoktur.
kapılarım kilitsiz, hırsızlarım ahbabım olur.
gün olur; özümserim terkedilişleri,
gün olur; yarını olmaz,
gün olur; benimserim başucuma soğuk mermer dikilişini
gün olur; bu işkence, bu eğlence son bulur.
ey onu, beni yaratan;
varlığında şüphelerin parıltısıyla kainata ses olan,
sahipliği, yitikliği eşit kılan tanrım;
n’olur alınma üstüne iradesizliğimi.
bir bilebilseydim sonsuz uyumun yerini;
gömülür müydüm yasaların cehennemine?
sığınır mıydım illegal bir cennete?
bağışla yalnızlığı aşkın şimşeğiyle kırılmış camdan kalbimi.
bağışla kalabalığını yitirmiş geleceğimi.
arafına yerleştirdiğin günlerimi bağışla.
artık demir almalı ıssız zaman limanlarından
artık teslim olmalı suyun arşa akan yoluna
artık gözü kapalı atlamalı sevda ırmağına yüksek kayalardan
ve artık her nefeste başka bir nefes solumalı aşkın koynuna
ey illegal sevgili!
yap bir seçim
kopar gergin tellerimi,
bırak akortsuz kalsın içim
ritimsizce çal beni
işte hayat bu biçim
Gülçin ELGİN
12/09/07