Bursa

yazı resim

BURSA
Kalabalık bir masa başında oturup
Seni mısralarımda yaşatmak istedim
Leb değmedi, kelimeler yetmedi
Benim sevgim hiç tükenmedi

Duy sesimi ikimizin şarkısında
Seni sevmiyorum BURSA

Tarihe adını, gönlüme yazgını yazdırdın
Tenimden can, canımdan can aldın

Duy sesimi uçuşup giden bulutlarda
Seni sevmiyorum BURSA

Sabah oldu eski bir mabedin kaldırımında
Uyan artık sende seyfi sefadan Bursa
Günaydın diyeyim ufkundan doğan bakışlarına
Kızıl tenine dokunayım şefkatli avuçlarından

Duy yankılanan sesimi boş bir odanın duvarında
Seni sevmiyorum BURSA

Duydum ki yollarım uzun, deryam büyük gelmiş sana
Yolculuk gözükmüş bana sonu olmayan kanatlarında
Şarapsı dokunuşlarında sitem etmişsin bana

Duy sesimi yalnız esen rüzgârın kokusunda
Seni sevmiyorum BURSA

Bir mermi çekilmiş silahın kabzasına
Buram buram ayrılık kokuyor Bursa
Ya çek tetiği tebessümünde şakağıma
Ya çekip giderim bir son bahar akşamında

Duy yokuş çıkamayan sesimi dağlarda
Seni sevmiyorum BURSA

Küçük bir çocuk olsam bağrında
Sinene çekilmemiş dudaklarımla
Bir öpücük olsam, bir kelebek olsam
Konsam yanaklarıma ömrümün baharında

Duy sesimi on sekizinci feryadımda
Seni sevmiyorum BURSA

İçimde kanmayan bir susuzluk
Bir gülücükten yetim çocukluk
Sonsuz sevgiye muhtaç susuzluk
Minik bakışlardaki ufak çocukluk

Duy sesimi kimsesiz bir camii avlusunda
Seni sevmiyorum BURSA

Bilmiyorum yeşil gözlüm bilemiyorum
Seni sen olduğun için mi?
Yoksa sende benim olan güvercinim için mi?

Duy sesimi martısız limanlarda
Seni sevmiyorum BURSA

Sokak başlarına kazınmış kara adım
Bundan sonra kemiksiz olan dostlarım
Her duvarda sana hasret mısralarım
Ucu yanık resimlerdeki sevdalım

Duy sesimi işitmeyen kukalarımda
Seni sevmiyorum BURSA

Rüzgâr esti, soğuk bir aydınlık
Hatırla ben senin emzirdiğin ufaklık
B u boş sayfadaki sebepsiz kızgınlık
Gözü yaşlı, içi buruk ben sana âşık

Duy sesimi azgın dalgalarda
Seni sevmiyorum BURSA

Kar yağdı sıcak demli çayın üstüne
Kara sevda bindi kömür kalemin üstüne
Yorgan ol, örtüneyim seni güzelim
Essin rüzgâr savursun saçlarını yüzüme

Duy sesimi lodosun uğultulu gezintisinde
Seni sevmiyorum BURSA

Beyaz gelinlikte kirli eller
Irak yollarda yosun tutmuş saçlar
Büyük sevdalar önemsiz ayrılıklar
Karanlık sokaklarda yalnız kaldırımlar

Duy sesimi tarihin acı yaralarımda
Seni sevmiyorum BURSA

Bir öpücüğe hasret kurumuş dudaklar
Bu donuk bakışlarında ki gerçek hisler
Yıldızların altında dans eden semaverler
Uykusuz başlar, uykusundan uyanamayan yastıklar

Duy hıçkırıklı sesimi uçan yusufçuklarda
Seni sevmiyorum BURSA

Bir durakta her köşe başında
Gördüğün her iniltili rüyada
Üstsüz kaldım arş-ı semada
Artık sona yaklaşıyoruz bu baharda

Duy sesimi doğaya uyanan yeniden uyanan toprakta
Seni sevmiyorum BURSA

Bir izmarit kadar yakınsın ağır başımda
Bin mil kadar uzaksın dokunmayan dudaklarımda
Çektikçe güzelleşiyorsun iki parmak arasında
Yalnız, hissettiğim sıcak bir nefes yanağımda

Duy sesimi sigaramın acılı dumanında
Seni sevmiyorum BURSA

Her dönülmez yollarımız ayrı bir şiir
Her yiğidin öpüşemediği sihirli şehir
Bak, bu saçları ağırmış âşık şair
Üzerime sarılmış kefen kenevir

Duy sesimi sükûnetinle ıslanan yollarında
Seni sevmiyorum BURSA

Tutan ellerim tutmaz oldu
Gören gözlerim kör oldu
İşiten kulaklarım sağır oldu
Konuşan dilim lal oldu

Duy sesimi içi boş akvaryumda
Seni sevmiyorum BURSA

Yağmur olup yağsam da
Kuş olup uçsam da
İçin için ağlasam da
Her çileli kucaklarda ağlasam da

Sevdam bir okyanus yüreğime sığmaz,
Duy artık duy çığlıklarımı BURSA

SUKUNETSİZ GEMİM?!

Başa Dön