bütün otel odaları dilsizdir

gayrisamimi bir şiir oldu eski türkçeyle.......

yazı resim

bütün otel odaları dilsizdir...

Anlamını bilmiyorum, bana tersten gelen bir hezimet gibi duruyor işittiğim bu hoş aksan
ne bildiğimiz kelimeler vardı, ahmaktık kullanmadık onları, çıkarmadık akciğerlerimizdeki boşluktan
bir devrim geçti ellerimden, kimi devrimler bildim başladılar, sonuçlanmadılar bilmem
nedeni açık değildi sordum ağabeylere, söylemediler onlar da, yoktu da bir perim otel duvarlarında göremediğim önümü anlatan

Bir otel odası bozgunu: yalnızlık diye kelimelendirilen paslı mürekkep!
Nereden geldi boynuma bilmem, sözcükleri yetim bıraktıracak bu hüzün, bu acı kasvet.
gayri-samimi bir şiir olup çıktı bu, neden okunmaz şiirim eski türkçe ritmlerde ingiliz nüanslar barındıran
Neden oldu bilmiyorum, başıma neden geldi ki anlamadan
Bir balkon rubaisi okuyor paşalar kulaklarımın dibinden ayrılmayan.

Oyun oynamayı öğret bana oynamadan önce eski oyunları yüzüme karşı ey sevgili
Ya da salıncakta sallanan küçük, mavi yüzlü kız çocuklarına acımayı öğret.
Sarıp sarmaladığım tüm sarmal melodi; nereden çıktı da gözlerimden taştı, inanmadım, bilmem;
Bir otel odası kadar yalnızım, paylaşacağım dostlar gerilerde kaldı.

Sözcükler, sözcükler, karışık bir meze tabağı gibi ne hikmetse döküldüler sofraya
Aklım yok, sarkıtlı bir bahçe kapısı duruyor imgelerin denizinde, barınıyor odamda
Ne garip, ne vakit olsa baksam gözlerine,ne vakit olsa da konuşsam eski türkçeyle gözlerim kenetlenir
Hangi yalanları fısıldadım kendime bilmiyorum, nasıl olsa bütün otel odaları dilsizdir.

Başa Dön