X.XI.IIMXI
(I)
Sesli bir ten için on kelime yeterliydi;
Kafiye düzlemini terketmiş bir şair için de.
Kusursuz bir kusur içine sürüklemeden önce bizi
Belirgin şehirlerin sayısını bilmezdik
Şair de bilmezdi.
Zamansızlık için küstahlaşmayı eringen vücutlara istemek bize yetmedi
Bellediğimize iman etmemiz eriştiremedi böylelikle
Onuncu köy için fazlası gerekliydi.
Cenazemiz yıkanmaktan önce varoldu ve ezberledik
On kelime için
Utangaçlıktan büyük namus mu olur deyince
Utanmayı utanmazlığa yeğleyince
Tenimizin kelimelerine sığınmak avare kıldı bizi
On kelime yeterliydi hâlbuki
Şahitsiz yemin ederim ki, on kelime yeterliydi.
Biçim sağanak sağanak tenimize aktığında
Tırnak uçlarımıza kadar mutlu olmasaydık
Ezberbozanlar kadar aklımıza mukayyet
Bir şiirimiz kalsaydı beyin kıvrımımızda
Ömrümüz kurumasaydı mürekkep lekesi türünde
Sahipsiz bırakmasaydık mezar taşımızı
Hepsi bizi konuşacaktı on kelime kadar
Şahitsiz yemin ederim ki, herkes bizi konuşacaktı
Ve şahitsiz yemin ederim ki, on kelime yeterliydi.
Konuşmaya başlayınca, şair
Şairin sesi on kelime'siz vardı hep.
Lâtife deyip geçivermeyi kelimeye sadakat sanıp
Oruçsuz harcayınca her birini
On'suz ve edebsiz yeni kelimeler belledi.
Ve bildirileri hiçbir boykot tenhasına ulaşamadı.
Ve şair sessiz kaldı. Yemin ederim.
(II)
Şaire on kelime iyi geldi
bitmek doğrulmaya denkti lûgatında
ihtiyâr olmaktı sebebi ve yine kekeledi
ezberin en deriniydi anımsadıkları
Kekeledi ve ibadet bitmişti
on sevap bekledi kusurun tamiri için
şarkısızda yapabiliyor olsa idi ruhuna ahenk de giydirecekti
yine bekledi
sekînet için bekledi
piçlikten azâd için bekledi
ihaneti semeresine eklemeyi yediremedi ve
....
Bardağın son damla ile taşmasını beklemek hoş göründü;
bedenini tıka basa doldurmak için sayısızca kez bekledi
matemin en dinç avareliğiydi yaptığı
melekerini yitirene dek
kumaş parçalarına ruhunu değdirene dek
peçeli bir günahı arzulayana
dek
bekledi
ve şahidsiz yemin ederim ki, şair bunun içindi.
Fiyakalı bir eda ile tükürmek geldi içinden
gölgesinin
sevgilisinin
beyin kabuğunun tam orta yerine
tam orta yerinden
layık olduğuna göbeğini bağladı
zariflik tek arzusuydu
ve on kelime yetti
şahitsiz yemin ederim ki, şair bu biçimdi.
Sendelemek parçaladı parmak izini
kafa kağıdı için on kelime avuç içindeydi artık
yemin ederim.
Şeffaf desimetre kağıtları üzerine boşalmak geldi içinden
kırmızı ve siyah için iki denklem karaladı
sonra
ve şahidsiz
yemin ederim ki her bir deklem için on kelime yetti.
İzler izleyince adımlarını
peşpeşe
peşpeşe ve yetti
ve şahitsiz yemin ederim ki
cümle mühendislerine küftü on kelimelikti.
Not: Gökyüzü bulutsuz. Yarın ay tutulması var.