ÇOCUK
Topraklar çatlamış orta yerinden
çırılçıplak kalmış satır başı susmalar
çaresizliği fısıldar şairler
delik deşik olmuş tüm renkleri
kefene sarılır soğuk mezar taşlarında
kız gelinin çeyizi mahkum kalmış,
naftalinin kokusuna
Elleri cebinde bir çocuk
ki misketleri çamura saplı halde
balta yemiş bir ahlâtın kentinden
güneşin delik deşik etiği gökyüzüne
yangınlar düşüyor
Elinde yazması feryat figan içinde
bir annenin bağrından
cennet üşür ayaklarında
ve dudak kenarı jilet izine düşer
sevdalar raks ederken
kara bulutlar gecenin ayazında
Yaz şairim yaz
Hangisini anlatayım ki
on dördünde beş taş oynarken gelin olanlarımı
yoksa sokaklarda köprü altında
yatanları mı
iki dudak arasından çıkamazken sözleri
annesinden koparılmıştı kordon bağı
dudaklarında bestelediği şarkıda,
uçurtması asılı kalmış gökyüzünde
bilyeleri ise rüyalarında kaybolan
bir köprünün soğuk ve gergin bedenine sarıldı anne diye
kirliydi yüzü elleri boya kokan
sabahın şafağında aldığı
tahtadan boyacı kutusuyla
ağır ağır adımlardı
yarınını bilmeden
ve de asılırdı
her ayakkabının bağcıklarından hayata
kırık döküktü ışıkları her gece yarısında ısmarladığı
Çocuksu düşleri, yoksul tüten bacaları,
hıçkırıklara boğulan gökyüzünü,
ayazın sancılarını,
yeşile hasret dağları,
sevda uğruna soyunan ruhları
yaz şairim yaz
sokak araları yığınla soğuk
üşüyen yürekse benimki buz tutuyor çocuk
ÇOCUKLAR BİZİM HER ŞEYİMİZ ...
22.07.2013
Rasim Yılmaz