1826 yılında Osmanlı Padişahı 2. Mahmut devrinde İstanbulda batılı bir bando oluşturmak düşüncesiyle Mızıka-ı Humayun adı ile bir topluluk kurulur. Bu topluluk günümüzdeki TC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının temelini oluşturdu.
Mızıkaı Humayun 1924te Atatürkün isteği ile Ankaraya taşındı ve 1932de Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası adını alarak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak hizmetlerine devam etti.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası çok sesli müziği yayma, tanıtma, sevdirme, Türk bestecilerin eserlerini yurtdışında seslendirme amaçlarına hizmet eden bir kurumdur. Ankaradaki yerleşik senfoni orkestrası Dünyada, kuruluşundan itibaren varlığını kesintisiz sürdüren en eski orkestralardan biridir.
Bizde ise durum hiç böyle değil. Cumhurbaşkanımız Sayın Dr Derviş Eroğlunun isteği ve gayretleriyle bir Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kuruldu. Bu kuruluşun günden güne büyümesi ve Dünya çapında bir orkestra olması tek hedefti.
Ama dün bütçelerin görüşülmeye başlanmasıyla CTPnin bu oluşuma hangi gözlerle baktığı ortaya çıktı.
Oysa CTP, sanata önem veren ve sanatçıları daima desteklediğini iddia eden bir partiydi. Siyasi programlarında da, Hükümet Programlarında da bunu hep vurgulamışlardır.
Bütçe görüşmelerinin açılışında Komite Başkanı Özgür Birikim, hiçbir sanatçının kabul edemeyeceği, hazmedemeyeceği sözler sarf etti.
Komite Başkanı Birikim Özgür, orkestra için 39 personel ihtiyacı talebi geldiğini, ancak bu yıl devlete 360 kişinin alınmasının söz konusu olduğunu, bu rakamın 40ına yakınının bu orkestraya ayrılmasının tartışmaya açık olduğunu, buraya 7 istihdamın yeterli olacağının gerçekçi bir değerlendirme olduğunu söyledi. Bunun yanısıra, bazı milletvekilleri de ülkede ihtiyaç duyulan polis, öğretmen, mühendis ihtiyaçların orkestradan daha önemli olduğunu kaydetti
Bana göre bunlar talihsiz açıklamalar. Çünkü sanat ve sanatçı bu kadar geri plana atılmamalıydı. Tabii diğer sayılan kesime saygımız sonsuz Öğretmen, polis, memur mutlaka ihtiyaca göre alınmalı. Ama bunu yaparken de bin bir zorlukla oluşturulan bir ekibi yıkmamak gerek.
Düşününüz Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında 39 personelin çok olduğu, buraya sadece 7 istihdamın yeterli olacağı söylenildi. Ve üstüne üstlük orada pazarlık yapıldı. Nihayetinde 18 kişi üzerinde anlaşıldı
Ne kadar komik bir durum Müzikten pek anlamam Ama bırakın 18 kişiyi, 39 kişiyi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası gibi oluşumlar daha çok sayıda kişilerden meydana gelir. 50lere hatta 100lere varan kişilerden oluşur grup. O kadar çok çeşit müzik aleti vardır ki bunları kullanacak insan sayısı onlarca, yüzlercedir İnsan izlemeye şaşırır onları. Hayranlıkla izler
Bütçe görüşmesinde Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hasan Güngör haklı olarak bunun yanlış olacağını, orkestraya eksik personel alınmasının bir işe yaramayacağını, orkestranın eksik kurulması durumunda alınan personelin bekletileceğini ve boşuna ödeme yapılacağını kaydetti. Burada Sayın Güngöre aynen katılıyorum. Amaç, sadece birkaç kişinin yan yatıp maaş alması mı? O halde tamam Buyurun bildiğinizi yapın Ama yok eğer gerçekten bir orkestra oluşturmaksa o zaman gereğini yaparsınız ve eksiksiz olarak bu orkestrayı hayata geçirirsiniz Bir tek müzik aleti dahi boş kalmamak şartıyla orkestrayı oluşturursunuz
Bütçe görüşmelerinde sanata destek veren bir kişi de TDP Girne Milletvekili Zeki Çeler oldu. Genç vekil, duyarlı bir söylemle Sanatın dünyadaki değerine dikkat çekerek, ülkenin sanatla ambargoları aşabileceğine vurgu yaptı, sanata değer verilmesini istedi, orkestraya destek verdi. Taktir edilecek bir davranış diye düşünüyorum
Ne olursa olsun, sanat ve sanatçı desteklenmelidir. Devletin görevi de bunlara destek vermek ve onlara imkan sağlamaktır.
Var olan bir şeyi yok etmekle veya gücünü azaltmakla bir yere varılmaz.
CTP zihniyetini artık tanıyamıyorum
Bildiğimiz CTP değil bu