Oturuyordu genç kadın kucağında kirli yüzlü bebeğiyle,
Kendi gibi ıssız bir köprünün zavallı ayağında.
Dökülüyordu bakışları gökten.
Ama tutunmuştu bir kez hayata, yavrusuyla.
Bırakamıyordu.
Sevmeyi anlıyordu.
Soğukta titrememeyi öğrenmişti kirli yüzlü bebek,
Kirliyken de sevimli görünebilmeyi.
Sevmeyi öğreniyordu, kemikleri batan bir kucakta
Basmasını toparladı kadın.
Gurursuzdu; çünkü kendi için değildi hayatı.
Açtı; yemiyor, yediriyordu.
Gitmiyordu eve, korkuyordu.