Bu iki kapılı bir oda.
Kapılardan biri siyah kadına çıkar,
diğeri pembe kadına...
Biri yakıcı bir okyanus kalbi,
diğeri unutulmaya yüz tutan dilek ağacı...
Biri siyah gözleriyle bekler,
Diğeri bebekleri anımsatan pembe dudaklarıyla...
Ayaklarını sürüye sürüye gelir örümcek
Yarı sakat yarı sapkın...
Yarı ayıp yarı günah gelir .
Duvar kağıtlarını eriterek...
Lambaları bir yakıp bir söndürerek gelir.
Muslukları kanatarak...
Bu iki kapılı bir oda.
Kapılardan biri siyah kadının beyaz tenine çıkar.
Diğeri pembe kadının melez ruhuna...
Ayaklarını sürüye sürüye gelir örümcek
Sert zeminde nefesinin yankılarıyla ,
Gözyaşlarıyla , binlerce çocuğuyla , öz şeytanıyla gelir.
Bu iki kapılı bir oda.
Ama bazen odalar karışır...
Kapılar acıyla inler...
Örümcek ,
Siyah kadının teninde dolaşır...
Pembe kadının dudaklarında...
Bazen siyah kadına susar ,
Bazen pembe kadına en güzel sözleri söyler...
]