bugün bir başkayım gülüm
masamda bıraktığım şikayetlerimi topluyor
içimdeki acuze
yine asmış kirli çamaşırlarını ses tellerime;
sesim soluğum
yüreğimin başıboş caddelerinde
haykırırken
ihtiyarlamış bir acı soyundu
diz çöktü
başını kaldıran
yılanın merhametine
uzun zamandır
ruhumun kapısında bulduğum
üç maymunu kundaklayıp yatırıyorum
biliyorsun;
yalnızların ağlama saati yoktur
ve tutunmak zordur
selvi boylu bütün güzelliklere
sahi
ben kaç bardak su vermiştim aşkın merhametine
şimdi sen!
tutmalısın
tutmalısın beni bu şiirde
bir su bardağına uzanıp tutar gibi
tutmalısın
gecenin mide gurultusunda
bir içeri bir dışarı kaçan zebani gibi
tutmalısın beni bu şiirde
tut diyorum!!
tut ki bitap yüreğim
tut ki hastalıklı sokak fenerleri gibiyim
sarılığım gelip giden sineklerle çarpışırken
uzlaşmanın imkansızlığını sergiler
öfkem
evet!
işte beklenen
tutmalısın;
tut ki alnımdaki gelgit ayaklı solucan
yormasın beni
gündüzlerin ayakları sapasağlam basarken,
gecelerin geçit vermez sisi
dokusunu ezberlediği karanlığa
kötü öpücükler kondurup
düşürür kumbarasına
ah be gülüm;
ben ki!
sana her mektup yazışımda
cinayet mahalline yetişmeye çalışan
bir dedektif gibi
postanenin yolunu tutuyorum;
ayaklarımda postallar
kaldırım taşlarıyla fısıldaşırken,
yan kesici kader
kirpiklerime sürtünüp
gozaltı torbamda sakladığım
umudu çalmak ister..
ağzındaki düdükle
mazi sokağımdan geçerken
midilli rüzgarın ninnisi,
taşıyla, sopasıyla kovalar
haylaz ölü çocuklarım
biz ki;
ruhumuza bulaşan şizofren sevdanın
katiliyiz gülüm!!
kırılgan düşen her akşamın
kirpiklerine
tutup
dudağımızdaki o sıska palyaçoyu astık
şimdi!!!
ne zaman gündüzlerin süt dişleri arasında
yürümek istesem
evin önünde başlar
dönme dolap şaşkınlığım;
ayaklarım kim tutar seni
sloganı atarken
dil köprümü sarsarak geçer
ileri
sevdambeyaz
S.G