Din, insan hayatının temel yönlendirme kaynağıdır. Ancak tarihsel süreçte, bazen insanların kendi çıkarları, sapkın arzuları ve taassupları doğrultusunda dinin asli öğretileri değiştirilmiş ve bozulmuştur. Bu durum, İslam tarihinde de sıkça karşılaşılan bir sorundur. Allahın vahyi ve Nebimiz Muhammed'in öğretileri, bazı kimseler tarafından değiştirilmiş, dinin özünden sapmalar yaşanmıştır. Bu sapmalar, dini amacından saptırarak, batıl bir dinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu kişiler, dini kurallar ve hükümleri, kendi arzuları ve çıkarlarına göre değiştirmekte, Allah'ın koyduğu sınırları aşarak helaller ve haramlar konusunda keyfi hükümler getirmektedirler. İslamda, Allahın emirleri ve yasakları, insan hayatını şekillendiren temel kurallardır. Ancak zamanla bazı kişiler, kendi menfaatlerini gözeterek, Allah adına hükümler icat etmişlerdir. Bu tür kişiler, dine sonradan eklemeler yaparak, helaller ve haramlar konusunda kendi inançlarını öne sürmüşlerdir. Kuranda bu tür insanlar, sapkınlıkları nedeniyle şirke düşmüş ve bu durumu geniş kitlelere empoze etmişlerdir. Bu kişiler, insanları dini sapkınlıklarına alet ederek, doğru yoldan sapmalarına neden olmuşlardır. Kuran, bu tür sapmaların, Allahın hükmü dışında yapılan değişikliklerin şirk olduğunu açıkça belirtmektedir. Bu tür kişiler, Allahın helal kıldığı şeyleri haram kabul ederken, haram kıldıklarını ise helal kabul etmişlerdir. Bu durum, bir anlamda kendi akıllarına ve çıkarlarına göre dini yeniden şekillendirme çabasıdır. Kuranda, müşriklerin Allaha iftira atarak, Onun adına din kurmalarına dair birçok örnek bulunmaktadır. Şu ayetlerde belirtilenler, müşriklerin Allaha karşı nasıl yalan söylediklerini ve dini özünden sapmalarla nasıl bozdiklerini göstermektedir:
Tevbe Suresi 31: Onlar, Allahı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar edindiler ve Meryem oğlu Mesihi de... Oysa onlar, tek olan bir İlaha ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. Ondan başka İlah yoktur.
Enam Suresi 137-140: Onlar, Allaha iftira etmek suretiyle üzerlerinde Allahın ismini anmazlar Allah, bu düzmelerinin cezasını verecektir.
Bu ayetlerde, müşriklerin, Allaha iftira ederek Onun helal kıldığı şeyleri yasakladıkları ve bu şekilde halkı kendi uydurdukları batıl dini benimsemeye zorladıkları ifade edilmektedir. Bu tür sapkınlıklar, sadece bireylerin kendilerini değil, geniş kitleleri de doğru yoldan saptırmaktadır.
Müşriklerin sapkınlıkları sadece yeni bir din icat etmeleriyle sınırlı kalmamaktadır. Aynı zamanda, atalarının dinine körü körüne bağlı kalma eğilimleri de bulunmaktadır. Kuranda bu tür sapmalar açıkça ele alınmıştır. Müşrikler, atalarından aldıkları dini, Kuranın öğretilerine tercih etmişlerdir. Bu durum, bir anlamda geçmişe tapınma ve geleneksel düşünceye körü körüne bağlılık anlamına gelmektedir.
Zuhruf Suresi 22-24: Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri üstünde doğru olana yönelmişizdir...
Maide Suresi 104: Onlara: Allahın indirdiğine ve elçiye gelin denildiğinde, Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter derler.
Bu ayetlerde, müşriklerin, atalarının yanlış yolunu izleyerek doğru yoldan sapmalarını sürdükleri belirtilmektedir. Allahın emirlerini dikkate almadıkları gibi, atalarının dinini doğru kabul edip, bu yanlış anlayışla doğru yolu bulamamaktadırlar. Gerçek iman, sadece Kurana dayalı bir hayat sürdürmektir. İman, Allahın belirlediği sınırlar içinde yaşamak ve Onun koyduğu kurallara uymaktır. Ancak müşrikler, atalarının izlediği yolu kabul ederken, gerçek imandan sapmışlardır. Allah, insanlara sadece Onun öğretilerini ve emirlerini takip etmelerini emretmiştir. Ataların dini ise, kişinin Allahın Kitabına uymadığı takdirde hiçbir geçerliliğe sahip değildir. Allahtan korkan ve Onun rızasını arayan bir insan, gelenekleri körü körüne takip etmekle değil, yalnızca Kuran vasıtasıyla bildirilen emirleri yerine getirmekle yükümlüdür. Kuran, atalarına körü körüne bağlı kalanların yanlış yolda olduğunu ifade etmektedir. İslamda doğru yolu bulmak, sadece Allahın emirlerine ve Kurana dayanmakla mümkündür. Dini bozmak ve değiştirmek, insanları sapkınlığa sürükler. Müşriklerin yaptığı gibi, Allahın helal kıldığı şeyleri haram kabul etmek ve haram kıldıkları şeyleri helal saymak, dine olan en büyük ihanetlerden biridir. Gerçek iman, sadece Allahın rızasını kazanmak için Onun emirlerine uymakla mümkündür. Ataların dini ve geleneksel anlayışlar ise, Allahın Kitabına dayanmıyorsa geçersizdir. Bu yüzden, insanın doğru yolda ilerlemesi, yalnızca Kurana ve Allaha dayalı bir inançla mümkündür.
Dinde Yapılan İnovasyonlar
Din, insan hayatının temel yönlendirme kaynağıdır. Ancak tarihsel süreçte, bazen insanların kendi çıkarları, sapkın arzuları ve taassupları doğrultusunda dinin asli öğretileri değiştirilmiş ve bozulmuştur. Bu durum, İslam tarihinde de sıkça karşılaşılan bir sorundur. Allahın vahyi ve Nebimiz Muhammed'in öğretileri, bazı kimseler tarafından değiştirilmiş, dinin özünden sapmalar yaşanmıştır. Bu sapmalar, dini amacından saptırarak, batıl bir dinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu kişiler, dini kurallar ve hükümleri, kendi arzuları ve çıkarlarına göre değiştirmekte, Allah'ın koyduğu sınırları aşarak helaller ve haramlar konusunda keyfi hükümler getirmektedirler. İslamda, Allahın emirleri ve yasakları, insan hayatını şekillendiren temel kurallardır. Ancak zamanla bazı kişiler, kendi menfaatlerini gözeterek, Allah adına hükümler icat etmişlerdir. Bu tür kişiler, dine sonradan eklemeler yaparak, helaller ve haramlar konusunda kendi inançlarını öne sürmüşlerdir. Kuranda bu tür insanlar, sapkınlıkları nedeniyle şirke düşmüş ve bu durumu geniş kitlelere empoze etmişlerdir. Bu kişiler, insanları dini sapkınlıklarına alet ederek, doğru yoldan sapmalarına neden olmuşlardır. Kuran, bu tür sapmaların, Allahın hükmü dışında yapılan değişikliklerin şirk olduğunu açıkça belirtmektedir. Bu tür kişiler, Allahın helal kıldığı şeyleri haram kabul ederken, haram kıldıklarını ise helal kabul etmişlerdir. Bu durum, bir anlamda kendi akıllarına ve çıkarlarına göre dini yeniden şekillendirme çabasıdır. Kuranda, müşriklerin Allaha iftira atarak, Onun adına din kurmalarına dair birçok örnek bulunmaktadır.