" Neden bu kadar çok sayıda ve çeşitte din var?" sorusuna cevap verirken, uzun süre; insanların ihtiyaçlarının, yaşadıkları ortamların ve hayal güçlerinin farklılığına dayanan açıklamalar yapmıştım.
Tabii bir süre sonra sıkıldım bu bakış açısından. Yeni açıklamalar hakkında düşünürken, geçenlerde TV'de bir belgeselle karşılaştım. UFO, uzaylılar ve uzayda zeki yaşam (biz hariç, gerçekten!) olguları üzerine yapılmış bir belgeseldi. Yani anlayacağınız ortada bir "belge" yoktu. Buna rağmen "belgesel" temalı kanallardan birinde yayınlanması biraz çelişikti ama bu başka bir konu... (Bilim-Teknik okurları ne demeye çalıştığımı anlamışlardır)
İşte o anda bir ışık parladı. Gökyüzünde değildi, dönmüyor ve/veya renk değiştirmiyordu. Tamamen zihnimdeki bir ışıktı. Uzaylılarla yakın temasa geçenler ne demek istediğimi anlamışlardır.
"Neden bu kadar din var?" sorusu ile "Uzaylıların bu tuhaf ziyaretlerinin anlamı ne?" sorusu bir araya gelmiş ve birbirlerinin "soru işaretlerini" götürerek (matematikçiler ne kastettiğimi anlamamışlardır) bir cevaba dönüşmüşlerdi.
Uzay büyüktür. Yooo yağcılık yapmıyorum. Gerçekten büyüktür ve fizik yasaları her yerde aynı derecede kesinlik ve belirsizlik içerir. (Newtoncular ve Heisenbergcilerin anlayışına sığınıyorum) Dolayısıyla bir noktadan diğerine gitmek genelde zaman alır. Çünkü uzaydaki cisimler birbirine uzaktır. Öyle olmasalardı, kütle çekimleri onları birleştirmiş ve bizi yolculuk zahmetinden kurtarmış olurdu zaten...
Bu nedenle uzun süren yolculukların en önemli kısmını "mola yerleri" oluşturur. Yakıt temini ve dinlenmek gibi ihtiyaçlar da en az fizik kanunları kadar evrenseldir.
Tam bu noktada (Von Daniken'den çağrışım yaparak) uzaylılarca ziyaret edilişimizin ve çok fazla/farklı dinin varolmasının altındaki temel nedeni ortaya çıkarıyoruz; Dünya adlı gezegen bir Dinlenme Tesisi dir. Yani uzaylıların bakış açısına göre... Yoksa, herşey görecelidir. (Einstein'den bahsetmesem ayıp olurdu)
Bu tespitin 2 farklı anlamı vardır. Öncelikle, uzaylıların yakıt aldığı (muhtemelen su dur, zira bol ve bedava) yorgunluk attığı, belki eğlendiği (tarlalardaki şekilleri ve kaçırılanları hatırlayın) yemek yediği (parçalanmış inek leşlerini düşünün) bir gezegeniz bu teoriye göre...
Ortaya çıkan esas önemli (yani bizim için önemli olduğu için esas) sonuç ise dinlerle ilgili... Varolduğunun farkında ki zeki yaşamın ayrılmaz unsuru olan "Varoluşa Anlam Verme" (her ne kadar varoluşun buna ihtiyacı olmasa da) çabasının evrensel olduğunu kabul edersek, uzaylı türlerin kendi "dinlerine" sahip olduğu sonucuna varırız. Hem de ziyaret edenler tek bir tür bile olsa bize kazandırdıkları(!) din birden çok olabilir. (Aynaya bkz.) Elbette farklı farklı ritüel ve ibadetleri olduğu sonucunu da çıkarabiliriz.
Uzayda yolculuk etmek, coğrafi keşifler döneminde bilinmeyene yelken açmak kadar tehlikeli (hatta daha da tehlikeli) olduğundan, dinlenme tesislerine gelen farklı uzaylı ırklarının ya da aynı ırkın farklı dinlere sahip üyelerinin, ibadetlerini de burada yaptıklarını, güvenli bir seyahat için dua(?) ettiklerini çıkarsayabiliriz.
Tüm bu ziyaret ve ibadetlerin "model alarak öğrenmeyi" yeni keşfeden ilkel atalarımız tarafından kopya edilmesi muhtemelen fazla zaman almamıştır.
Hatta zamanla bu gezegen, bir tür "HAC" yerine bile dönüşmüş olabilir. Nasıl ki üst üste duran birkaç parça taşa "Yatır olabilir!" dendikten sonra insan akını yaşanıyorsa (Ki burada kullanılan "insan" kavramı, dış görünüş olarak insana benzeme kriterine dayanamaktadır, zekaya değil) belki burası da dinlenme tesisinden, DİN-lenme tesisine terfi etmiştir. Zaten ufoların gökte (semada) kendi çevrelerinde dönmesini hep sema ibadetine, hep aynı yerlerde dönüp durmalarını da "TAVAF" olgusuna benzetmişimdir.
Ziyarete gelen uzaylı hacıların dinlerinin-ibadetlerinin çeşitliliği ve onları kopya eden atalarımız sayesinde, insan medeniyetinin bugünkü "DİN Cenneti" durumunu açıklayabiliriz. İnsanlar ve diğer uzaylılar ("Uzaylı" kavramı burada, uzayda yaşama kriterine dayandırılmıştır) için "cennet" var mı bilinmez ama farklı inançlar için cennet gibi bir dinlenme tesisi var!
Samanyolu Galaksisi, Avcı Kolu, Güneş Sistemi, 3. Gezegen, 500 milyon km. geride!
- Where are you from??
- From Black Sea Planet!
- I see...
Gelecek Programın Tartışma Konuları:
(1) Besin Pramitlerini Kimler Yaptı-Yapıyor?; Diyetler, masum mu yoksa uzaylıların Dünya'yı ele geçirme planlarının bir parçası mı?
(2) Oyuncaklarda UFO Parmağı; Topaçlar
(3) Biz İnsanlar Uzaylı mıyız Yoksa Dünyalı mı?
(4) Avrupa Birliği Bir "Uzaylılara İnananlar" Kulübü mü?
(5) Barşçılar mı Yoksa O Kadar da Farklı Değil miyiz Birbirimizden?
Gelecek Yazılardan Seçmeler;
İNEK ŞAMAN & İNEK ŞAMAN ASKERDE
ÇÖP ADAM
ARKADAŞ ŞEREFİNE