Düşüncenin yalnızlığı, arınmışlığı tüm belkilerden, bir tatlı meltem estirir..
Ve ürperen aklım çekilir kenara, bırakır duygulara yerini..
Artık aslolan duygulardır, onlar çözülür ilmek ilmek, ellerimin ardında..
Ellerim bir başka düşünür artık, değişir dünyası tutkunun kollarında..
Orada mısın...Bende mi ipin ucu..Dönüyor musun...Sen misin dans eden.
Ben neden daldım böyle hülyalara..
Uyandır..
Uyandır beni..
Esrik aklım bu gün yine (1)
Sonsuzluk içinde bir sonlu, yani ben;
Bir de cenneti insanlığın, neyi varsayıyorsa orada.
Bir de huzur ki tadılmamış henüz.
Tadılmamış duyguları bir de içtenliğin......
Dokun desem sana,
Dokun benden akan her düşünceye.
Yalnızca dokun..Hep dokun diye, baksam gözlerine.
Dokunmak ki, varmaktır ayrımına..
Bilmektir belki de sıcaklığın özlemini.
Belki de bilmekten öte, anlamaktır yeniden..
Anlamaktır yeniden anlaşılmaz sanılanı
An-lamak ki, düşünmektir
Tüm renkleri ile yeniden yaşamı...
Yükselmektir olabildiğince
oradan bakabilmek.
En yüksekte olduğunu düşündüğün an
İşte o andır..’zaman’ dediğimiz..
Kendisinin en yalın hali.
En yüksek, en yüksekten yüksek olamaz bilir bunu, o zaman..
Ve o an’dır zaman dediğimiz. Kendisine varılmış hali duyguların..