yaşamak
ölüm için değil de
ölüme meydan okumak...
belki de...
kırılan dalda
topallayan böcekte
kuruyan ırmakta
su dışına fırlayan balıkta
ve
biten bir aşkın masalında...
"bir varmış,bir yokmuş"demeden hem de!..
yaşamak;katılabilmek yağan yağmura
yıldızlanan geceye, hüzne, yalnızlığa...
yaşamak; gün ışığında savurabilmek saçlarını...ulasındaki boncuğu düşürebilmek toprağa...
yaşamak; minik odaları gökyüzü sayabilmek belki de...maviye boyamak dört duvarı...içinde uçurabilmek keder kuşlarını; kara kanatlı!..
yaşamak; ölmek gene de
yaşamak; sevmek gene de
yaşamak; görmek gene de yüzünü, yüzündeki çizgilere yatırmak zamanı...
yaşamak; yumruğunla kırmak bütün aynaları ve her parçasında yeniden bakmak belki de aşka...
yaşamak böyle bir şey işte!...
T.A