Dört Mevsim Sevmek

yazı resim

Mevsimlerden Kış.

Bir kış mevsimi gibiydi seni sevmek,
Biraz üşümek, sıcaklığınla ısınmaya çalışmak,
O pamuk ellerinde sıcaklık aramak gibiydi.
O masum ve çekingen gülüşünde ısınmak gibiydi.

Bir kış mevsimiydi seni sevmek anlıyor musun?
Bir sabahçı kahvesinde sabahlara kadar seni severdim.
Sonra çıkar senin mahallene gelir tam köşe başında dururdum.
Sen çıkardın evden yüreğim de benden çıkmak isterdi.

Bir kış mevsimiydi seni sevmek anlıyor musun?
Sen köşeyi dönüp hızlı adımlarla uzaklaşırdın.
Yüreğimde bedenime dar gelmeye başlardı.
Ve sen benden giderdin, hep sol tarafıma acıyla geri gelirdin.

Mevsimlerden İlkbahar.

Bir ilkbahar mevsimiydi seni sevmek.
Kuşlar cıvıldar, bahçeler gibi umutlarda yeşermeye başlardı.
Yem yeşil bahçelerden mis gibi leylak kokuları gelirdi.
En çokta o kokuyu severdin unutmamışım öyle değil mi?

Bir ilkbahar mevsimiydi seni sevmek anlıyor musun?
Bir bahçenin yanından geçtiğimde hep sen gelirdin aklıma.
Mis gibi sen kokan bahçelerde sen belirirdin bir anda.
Ve giderdin yine ve yeniden yüreğimi de yanına alarak.

Bir ilkbahar mevsimiydi seni sevmek anlıyor musun?
Aşırı yâr yetmezliğinden hastalanır yataklara düşerdim.
Ziyaretime gelen Ayşe teze dalından yeni toplanmış.
Mis gibi kokan sen getirirdi ve solar yine giderdin.

Mevsimlerden Yaz

Bir yaz mevsimiydi seni sevmek.
Senin gidişin gibi canımı yakmaya başlardı güneş.
Bu eski sokaklar yakıcı güneşe rağmen dolup taşardı.
Sonra sana benzeyen biri geçerdi ve tekrar hatırıma düşerdin.

Bir yaz mevsimiydi seni sevmek anlıyor musun?
Her gün tekrar tekrar onlarca sen geçerdin sokağımdan.
Ve ben sigara dumanından sararmış perdemin arkasında.
Seni ve senli anılarımı hatırlardım bir sigara yakardım.

Bir yaz mevsimiydi seni sevmek anlıyor musun?
Evet, sigara içmememi isterdin kendine zarar verme derdin.
Bende gitmemeni isterdim ama gittin bana zarar vermedin mi?
Sana bir sır vereyim mi sigaradan daha çok zarar verdin.

Mevsimlerden Sonbahar.

Bir sonbahar mevsimiydi seni sevmek.
Senin beni terk ettiğin gibi yapraklar da terk ediyordu ağaçları.
Ve sonra onlara bir baba gibi kollarını açan toprağa sığınıyorlardı.
Benim senden sonra meyhanelere düşüp içki şişelerine sığındığım gibi.

Bir sonbahar mevsimiydi seni sevmek anlıyor musun?
Dolup boşalan kadehleri gördükçe aklıma son sözlerin geliyor.
Sen bitti derken nasıl bu kadar sakin olabildin onu düşünüyorum.
Ve sonra Ahmet abi geliyor hadi delikanlı kapatıyoruz diyordu.

Bir sonbahar mevsimiydi seni sevmek anlıyor musun?
Ahmet abi kim diye soracak olursan eğer söyleyeyim.
Sizin eski evin köşesindeki meyhanenin sahibi var ya o.
Her gece aynı yere gelir aynı masaya oturur ve şunu söylerdim.
Doldur abi yine sararmış yaprak gibi düştüm yârin masasına.

]

Başa Dön