Dudaklarını Yırtarak Ağzına...

yazı resim

alabiliyorum
kol altlarının
çırpınan kanat sesi duyuluyor ..
geliyor ..
bu
tuz yaralarıyla sahilden gelen bir kadın
yumuşk eti
ve deliliğim ..
çirkin bir dikişle tutturulmuş ağzımdan
dudaklarını yırtarak ağzına ..
ağzından ,
tuz , bal ,
ağzında yalan ,
dokunur ağzıma ..
beyaz bir elbise ile yaklaşıyor bana
iri gözleri ve yorgun göğüsleri
beyaz bir elbise üstünde
elbise içinde
uzun bacakları çıplak
uylukları sıcak
ıslak
tedirgin
geldiği yerden
er kokusu bulanmış bacakları
ter ve günah kokuları
yaklaştıkça artan yıkıcı bir yangın gibi yükselen
merakı ile
gözleri kapalı
uzanıyor yanıma
öl der gibi
öldürürcesine sarılıyor
sonrası olmayan karanlık
öncesi ve sonrası olmayan
zaman
an ..
hayat !
tam üstünde
yada altında
teninde yırtılmak istiyorum
yosunları arasında rutubet damlaları
gözlerini kaçırmadan ve tutuklu
günah ile kasılan bacakları
er sızan kadınlığı ve
sertleşen erdeme
öfkeyle ,
öfkesi bölen mermere
omurgası üzerinde bin tane yama
zorla tutturulmuş
bir kıç gülümsüyor
ve kaç dikiş izi
gördü
erin erdemi
etlerimiz iki güzel kumaş gibi sürtünüyor birbirine
parçalanıyor bedenim
bulaşıyorum
damlalarım
beyaz bir kir gibi akıyor
kadınlığına
kapısından geçip duvarlarına çarpa çarpa
sarhoş ben
rahminde kayboluyorum ..

Başa Dön