Dünya Dengesini Arıyor

Her bir yanından çekiştirdikçe, sallanıp duruyor dünya; bir türlü dengesini bulamıyor. O halde ne yapmalıyız sorusunu sormalıyız kendimize.

yazı resim

Yaşam gailesine kaptırmış giderken benliğimizi, olup bitenin varacağı yeri düşünemeyiz. Bir yerlere yetişmek, başlanmış işleri bitirmek, arta kalanları toplamaktır tek düşüncemiz. Plan, program, enerji sevkıyatı vb anlık durumları yönetmek katındadır her adımımız. Bir bütünün parçası gibi değil de, tek başımıza bir dünyaymışçasına sarılırız işlerimize. Ne yapı edip günü kurtarmanın derdine düşeriz.

O an farkında değilizdir tarih yaptığımızın. Kimimiz padişah, kimimiz vezir, kimimiz başbakan ya da sıradan duvar işçisi, bir asker elinde karavana taşıyan. Her şey gündelik hayatın bir parçasıdır ilk bakışta. Alışkanlık üzere yaşar gideriz saniyeleri ve saliseleri art arda.

Bir gün gelir tarih olur o anlar. Bir bakmışın kapkara bir leke olarak çıkar karşımıza ve işlenir sicilimize. Bazen geleceğe ışık tutan koyu bir aydınlık olarak şavkır üzerimize, uzayıp gider uzak ufuklara değin.

Tarih olsun, bir yerlere not düşülsün diye değildir edimlerimiz. Günün gereğini, işlerin sonunu ve yarının hazırlığını yapmak içindir tüm çabamız. Eğlencedir, koşuşturmadır, yorgunluktur, bir tatlı nefes alımıdır… Durup dinlenmeden koşuşturmalarımız.

Dünyayı yaşanabilir kılmaya adanmış gündelik çabalarımız, eğriler ve doğrular olarak değerlendirilip kayıt altına alınmaktadır belleklerimizde. Hesap tutulmaz aslında ama bakla defteri misali her yaptığımız, söylediğimiz hatta söylemediklerimiz kazınır beynimizin çeperlerine. İyi olsun, iyi geçim olsun, karnımız tok, sırtımız pek olsun diyedir her kımıldanış.

Ne var ki aza kanaat etmeyenlerle, gözü başkalarının elinde avucunda olanlarla kuşatılırız. Devletler devletlerle, milletler milletlerle, kurumlar kurumlarla, komşular komşularla kavgalı. Bir türlü dengesini bulamıyor dünyamız.“Hep bana Rabbena” diyenler çoğaldıkça dünyanın dengesi bozulur. Kör kursağı doymak bilmeyenler oturunca suyun başına tarih acılara, savaşlara, yıkımlara ve kan göllerine döner. O an göz yumduğumuz, görmezden ve duymazdan geldiğimiz küçük ayrıntılar kocaman bir karabasan olarak dikilir karşımıza.

Kurulalı beri dengesini arıyor dünya. Birileri bozuk düzenden, aksak sistemden besleniyor. Biz umursamadıkça olup biteni, neme lazımdan geldikçe yaşadıklarımıza bugünümüz ve geleceğimiz için hiç de hoş notlar bırakmıyoruz. Ne yazılıyorsa tarih adına iyi ve kötü olarak hepimizin katkısı vardır.

Tek tek yaptıklarımız veya yapmadıklarımız toplanınca yaşam havuzunda, ortak mirasımız yığılıverir önümüzde. Nerden çıktı bunca olay diye şaşkınlıkla bakarken kimse payına düşeni görmek istemez. İyinin sahibi olsa da kötüyü yakınına yaklaştırmaz kimse. Bir kez bozulunca dünyanın dengesi, ne yapsak nafiledir, hepimizi etkiler, hepimizden çok şeyler alıp götürür ortaya çıkandan.

Murat Mehmet UĞURLU

Başa Dön