yazı resimYZ

Işık yüzüne vuruyor
Ne de güzel oluyor
İstersen gölgeye geç
Yine de sen bilirsin

Sessizlik. Öylece duruyor
“Hareketsizlik
Kayalara işliyor
Cırcır böceklerinin sesi”

Hava ne güzel, ne sıcak ne serin
Kendini dışarıya at
Yeryüzünü gez, kokla, gör ve hisset
Böyle havalarda
İnsanın içi içine sığmıyor

Gün ışığı yüzüne ne güzel de vuruyor
Güneşin tadını çıkar
İçinde bulunduğun An,
Uçsuz bucaksız An’ların yalnızca bir parçası
Ama önemli bir parçası

İnsanın hâtırâları var
İnsanlığın tarihi
Olaylar ve insanlar nasıl tarih oluyorsa
An’lar da hâtırâları getiriyor.
Hâtırâlarına sarıl
Koskoca Hayat’tan
Elinde kalan yalnız onlar olacak:
Bir avuç tatlı An ve bir imajlar yığını
Ömrün son bulunca

koparılmış bir çiçek
ip atlayan çocuklar
derenin şırıltısı
gece kurbağaların sesi
koskocaman ve sessiz,
yosun bağlamış bir kaya
arka bahçemizde yol yapmış karıncalar
inanılmaz portreler
sarhoş eden müzikler
yaprakların dokusu
uçuş uçuş bulutların dönüşü
gözü kamaşan adam
kadınların elleri,
damarlı ayakları
ağlayan bebeklerin buruşan suratları
gözü görmez bir köpek
yumurta kafalı maymun
toprağa uzanmak
karda yuvarlanmak
şekerli leblebi tozu
böğürtlenli dondurma
gül sulu güllaç
bir kitabın ilk sayfası
bir kitabın son sayfası

Şimdi yat ve uyu
-Uyku dediysem şöyle
kısa bir şekerleme-
O, sandıkları gibi
Miskinlik veya kaçış değil
Sevinci sürdürmenin, sıkıntının üstüne
Şimdilik sünger çekmenin bir yolu
Ve Ân’ı dondurmanın
Güzel bir Ân’ı

Hayat böyledir işte
“Varolanda bir düzen,
Bir barış ve ebedî bir an bulan
İz bırakmadan geçer”
Anlar, anlar
Bir ömür koca bir denizi kulaçlarla geçeriz
Ama bizi ıslatan
Deniz değil sudur

---------------
*: Czeslaw Milosz’dan mülhem.

Yorumlar

Başa Dön