Anlatırdım sürekli. Kör gözlerle bakanları utandırmak için. Sırf farketsinler diye olan biteni ayrıntıları tek tek işlerdim beyinlerine. Yürekler nasırlaştı artık, dokunsa da hissetmiyor. Çünkü alıştık yarayaparmak basıpta çare bulmayanlara. Artık acıtmıyor tekrarlamak.
Yürekler çok dövülmüş bir köpek yavrusu gibi. Acı ağlatmaz artık. Bütün bu düzensiz düzene bu kadar kolay alet olmak bu yüzden.Rüyalara girmiyor artık kalem satan çocuklar ya da satacak kalemi olmayanlar.
Mutsuzluk yayan eminim tüm bu karalamalar, sizin tül inmiş gözlerinize ama gerçek buysa eğer sahte muhabbetlerin bir anlamı yok artık. Diyorum alışmak normalleştirir bu yüzden gülmek veya birileri gülsün diye bir şeyler yapmak ters gelir bu aleme
Sokak sokak bölünmüş insanları anlatırdım. Hani bir sınır vardır ama haritada görülmez ya. Hani biz yaratırız ve çizmeyiz yarattığımız için utanarak. Kimbilir kaç farklı sokak vardır kaç farlı şehirde. Aslında şehirden şehire değişen güneşin doğma süresi değildir elbet, insanı da değişir. Her şehri gezmek isterdim, yazardım size onları. Her şehir farklı bir insana benzer. İstanbul saçları sonradan sarıya boyanan esmere benzer. Zonguldak hep karadır ve herkesin evinde işçi tulumu vardır. İzmir geceleri çıkar sokaklara, kabuğu daha incedir, daha çok güler daha güneşli olduğu için mi acaba? Şırnak manikürsüz, çatlak elli kara kaşlı bir kızdır. Aslında çok güzel uzun parmakları vardır.
Hep anlatırdım size, insanı anlatırdım. Şehirleri, yolları ama hep insan gibi çünkü hepsi insana benzer.Dolaşırdım tüm sınırları olanları ya da olmayanları.
Eğer Ben Öykü Olsaydım
Yürekler çok dövülmüş bir köpek yavrusu gibi. Acı ağlatmaz artık. Bütün bu düzensiz düzene bu kadar kolay alet olmak bu yüzden.Rüyalara girmiyor artık kalem satan çocuklar ya da satacak kalemi olmayanlar.